Çeviri notu: Hassas içeriğe sahip bir bölüm olduğundan okumaya uygun bir ortamda olmanız tavsiye edilir.
Çıplak bedenlerimiz birbiriyle temas hâlindeyken odanın sıcaklığı gittikçe artıyordu. Zayn dilini benimkiyle buluşturunca ellerimi saçlarının arasına daldırdım. Ansızın gelen bir baş dönmesi tarafından işgal edilmiştim. O an tek düşünebildiğim Zayn'i öyle ya da böyle hissetmeyi ne çok istediğimdi. Aklımı okuduğunu düşündüğüm Zayn geriledi ve yanağıma bir öpücük bıraktı. "Prezervatife ihtiyacımız var."
"Ah, sanırım benim odamda hiç yok."
"Elbette var." Sırıtarak yatağın kenarındaki komodine uzandı. Oraya hiç koruyucu koymadığımdan adım kadar emindim. Zayn elinde bir prezervatif paketiyle bana geri döndüğünde şaşkınlıkla kalakalmıştım.
"Köşkteki her odada bir paket dolusu var." deyip dudağını ısırdı. "Yarın öbür gün işe yarar diye."
Her kızın odasına paket paket koruyucu koymuş olmasına kızmam gerekiyor olsa da kızgın değildim. Zayn'in önüne gelenle yattığını gayet iyi biliyordum. Hatta belki de en yetenekli olduğu konu buydu. Tabi bu kadar fazla kadınla birlikte olmuş olması beni biraz hayal kırıklığına uğratıyordu, ancak bu geceden sonra bu durumun değişeceğini umuyordum.
Koruyucuyu paketinden çıkarıp üzerine geçirdikten sonra üzerimdeki yerini aldı. Dudağını ısırdı. "Bunu öyle uzun zamandır düşlüyorum ki..." Elini saçlarımın üzerinde gezdirdi. "Beni ne denli delirttiğin hakkında zerre fikrin yok."
"Seninim." diye fısıldadım. Bir elimle yanağını okşadım. "Tamamen seninim."
Dudaklarımız tekrar birleşmeden önce aldığı kesik nefes kulağımda çınladı. Dizlerimi bir kez daha büküp bacaklarımı iki yana açarken dudaklarımızı ayırdı. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Omuzlarını sıkıca kavramışken kendimi sakinleştirmeye çalıştım.
"Bunu istiyorsun bebeğim."
Zayn'in sessizce söylediği cümlenin doğruluğunu tartışacak hâlde değildim. Gücünü hissetmek istiyordum, arzularını ve üzerimde hakimiyet kurmasını. Güvenilir kollar arasında olduğumu bilmeye ihtiyacım vardı. Zayn sayesinde bu bilgiye sahiptim.
"İstiyorum." Çenesine parmaklarımı uzattım. "Seni çok istiyorum."
"Ne kadar çok?" Kendini hassas noktama sürterek mırıldandığında bunu beklemediğimden şaşkınlıkla soludum. Derin bir nefes aldım ve omuzlarını kavrayan ellerimin tutuşunu sıkılaştırdım. "Çok fazla Zayn." Nefesimin son zerresiyle çenesini öptüm.
Zayn kendini hassas noktama sürtmeye devam etti. Ama hiçbir şekilde daha ileri gitmiyordu. Benimle oynuyordu, orası kesindi. Huysuzca inledim. Kollarımı omuzlarına sarıp tırnaklarımı oraya geçirdim.
"Benim kızımsın." Dudaklarını boynuma sürükledi. "Siktir. Kimin kızısın?"
"Senin." Kalçalarımı sabırsızca kaldırırken güçlükle mırıldandım. Çenesini öpmeye devam ettim. Bana böyle davranmasına bayılıyordum.
"İstediğin kadar yüksek sesle inleyebilirsin." Boynuma doğru hırıldadı. "Kim duyarsa duysun, umurumda değil."
Başımı salladım. Ki bu beni şaşırtmıştı. Bu zamana dek hiç bu kadar umursamaz, dertsiz, tasasız gibi davranmamıştım. Bu akşam ise tam da böyle davranmak istiyordum. Zayn'in ismini söyleyerek öyle yüksek sesle çığlık atmak istiyordum ki köşkte kalan herkes bu gece onun kimin kollarında olduğunu bilebilmeliydi.
Kendini usulca bana doğru ittirdiğinde vücudum şok dalgaları içine atılmış gibiydi. Onu tamamen hissetmiyordum bile, ancak ağzımdan çıkan seslerin önüne şimdiden geçemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the malik's dolls [türkçe çeviri]
FanfictionBir milyon dolar kazanmak için ne kadar ileri giderdiniz? Yalan söyler miydiniz? Küçük kız kardeşinizin yaşamını ve güvenliğini tehlikeye atar mıydınız? Yoksa kendinizi tamamen yabancı birine ve diğer tüm aç bakışlara mı sunardınız? Peki ya üçünü bi...