Ertesi sabah odamdan salona geçmek için çıktığım sırada kapımın önüne bırakılmış büyük kare bir kutu dikkatimi çekti. Eğilip onu elime aldım ve biraz inceledim. Beyaz kutunun çevresi altın renkli bir kurdele ile çevriliydi. Kurdelenin altına el yazısıyla ismimin yazdığı bir kâğıt parçası iliştirilmişti. Kutuyu kuşatan kurdeleyi açmak üzere elimi uzatmıştım ki salondaki kızların bağırarak dur demesiyle durdum.
"Daha değil!" diye bağırdı Kiara. Bu cümlesi kafamı kaldırıp anlamsızca ona bakmama neden olmuştu.
"Hep birlikte açacağız." Bianca elindeki kutusunu tutarken sırıtıyordu. Ve o zaman fark etmiştim ki herkesin elinde tıpkı benimkine benzer birer kutu bulunuyordu.
Koltuklardan birine doğru ilerleyip oturdum. Kutunun içindeki her neyse bir an önce görmek istiyordum. "Sizce içinde ne olabilir?"
"Bu akşam için giyeceğimiz kıyafetler." diyerek yanıtladı beni Kennedy. "Zayn'in bize şahsi olarak sunduğu ilk hediye budur."
"Vay canına." diye mırıldandım kendi kendime. Aldığım bu yeni bilgiyle gözlerim kocaman açılmıştı.
"Tamam, tamam, hazır mıyız?" dedi Yasmine heyecan içinde, neredeyse oturduğu yerde sıçrıyordu.
Hep bir ağızdan bağırdık. "Evet!"
"Bir... iki... üç!"
Der demez hepimiz kurdeleleri çözüp kutularımızı açtık. Kutuların içindekiler açığa çıkarken salon heyecanla ciyaklayan ve nefesini tutan kızların sesleriyle dolup taşıyordu.
"Aman Tanrım! Bu harika bir şey!" diye bağırdı Mary. Elinde siyah, püsküllü bir kokteyl elbisesi tutuyordu.
"Sanırım âşık oldum." dediğini duydum Hanna'nın. Onun da elinde zümrüt yeşili, uzun şifon bir elbise vardı.
Bakışlarımı kucağımdaki kutuya çevirdim. Zayn'in benim için almış olduğu elbisenin üzerine örtülmüş ince kâğıdı tereddütle kaldırdım. Dünkü mayo faciasından sonra bugün de benzer bir olayla karşı karşıya kalmamayı umuyordum.
Kucağımdaki elbiseye bakarken tuttuğum nefes bir anda ağzımdan kaçtı. Elbiseyi kutusundan çıkarmak üzere dikkatli bir şekilde ona uzandım. Güzelliği beni çoktan büyülemişti.
Bana hediye edilmiş bu elbise uzun ve şampanya rengindeydi, şaşırtıcıydı ki bir de göğüs dekoltesine sahipti. Yürürken bacaklarımı bariz şekilde görünür kılacak ince şeritler ve iki parçadan oluşan bir alt kısma sahipti. Oldukça sade bir elbiseydi fakat şıktı. Elbisenin iki yanından aşağı kadar uzanan parçalı etek kısmı ile oldukça seksi görünüyordu.
"Elbisen oldukça güzel Zara." diye seslendi Kiara.
"Değil mi?" diye mırıldandım nefes nefese. Gözlerimi yeni hediyemden alamıyordum. En sonunda gözlerimi oradan ayırdım ve Kiara'nın elbisesine bir göz attım. "Siktir, çok seksi bir elbise bu." Gözlerim kocaman açılmış bir şekilde Kiara'nın dizlere kadar uzanan, büyükçe bir göğüs dekoltesi olan kırmızı elbisesini izliyordum.
"Teşekkür ederim." diyen Kiara güldü. "Buna uygun olması için saçlarımı düzleştirmem gerekecek."
"Oh." Şakayla karışık surat astım. "Kıvırcık saçlarını çok seviyordum oysaki."
"Kısa zaman içinde geri gelecekler, merak etme." Güldü.
"Evet kızlar, bütün gün müsait olduğumuz için..." diye seslendi Bianca. "...bence hep birlikte spa odasına gidip biraz kendimizi rahatlatabiliriz. Sonra da akşam için hazırlanırız. Ne dersiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the malik's dolls [türkçe çeviri]
Fiksi PenggemarBir milyon dolar kazanmak için ne kadar ileri giderdiniz? Yalan söyler miydiniz? Küçük kız kardeşinizin yaşamını ve güvenliğini tehlikeye atar mıydınız? Yoksa kendinizi tamamen yabancı birine ve diğer tüm aç bakışlara mı sunardınız? Peki ya üçünü bi...