twenty

1.5K 149 54
                                    

[zayn]

Sıcak basmış ve rahatsız olmuş.

Dün gece Zara'nın odasından çıktıktan sonra tam da böyle hissediyordum. Bu sabah uyandığımda da öyleydim ve bu dur durak bilmeyen his beni rahatsız edici derecede bunaltıyordu.

Dün uyumadan önce göğüs kafesimi sıkıştıran boğulma hissinden ve Zara'nın karşımda böylesi bir şekilde rahat oluşuna şahit olmanın verdiği bunalımdan kurtarmak için soğuk bir duş almıştım. Soğuk suyun altındayken Zara'nın yatakta uzanıp ismimi söyleyerek inlediği, ona dokunmam için yalvardığı görüntüleri kafamın içinde dönüp durmuştu. Bu anlar bir dua gibi ismini mırıldanmama neden oluyordu.

Duştan çıktıktan sonra umduğum kadar rahatlamış sayılmazdım. Ama bunu dert edinmek yerine hâlâ Zara'yı o şekilde, iş üstündeyken yakalamış olmanın şaşkınlığını yaşıyordum. Kim bilebilirdi ki Zara'ya kendine dokunurken denk geleceğimi, üstelik bunun kaynağının ben olacağımı!

Genellikle ne zaman bu kadar tahrik olmuş olsam, bu sorunumu birisiyle yatarak çözüyordum. Evelyn'i arayıp ihtiyacımı onunla giderebilirdim tabi, ama şaşırtıcıydı ki içimden bir ses böyle yapmamamı söylemişti. Bir nedenden ötürü bunun uygunsuz ve de adalet dışı bir seçenek olduğunu düşünüyordum. Ve sebebi Evelyn değildi.

Zara beni istiyordu. Ben de onu istiyordum. Ama bir şey vardı ki onu odama götürüp altımda tamamen çıplak bir şekilde uzanırken terlemesine, nefes nefese kalmasına ve bana sıkıca tutunmasına, benim de onu daha önce hissetmediği kadar iyi hissettirmeme engel oluyordu.

Ve ben buna saygı duyuyordum.

Şayet Zara, beni karşılığında kutsal bir şeyi kaybedecek kadar gerçekten istiyorsa, ben de bu fedakarlığı kabullenmeli ve ona karşı duyduğum arzuyu ona belli etmeliydim.

Ama bu zaman ve sabır gerektiren bir durumdu. Güzel şeyler için belli bir süre beklemek gerektiği söylenirdi. Ne kadar beklemem gerektiğine aldırmadan bu kurala uymayı istiyordum.

Tabi bir diğer olasılığa baktığımızda Zara benden hiçbir zaman bekaretini almamı istemeyebilir, yarışma bittikten sonra köşke geldiği gibi geri de gidebilirdi. Ama ona dokunup onu tatmin etmem için nasıl da çaresiz olduğunu gözlerinde görmüştüm.

Yakın zamanda kabuğunu kıracağını düşünüyordum. Bu gerçekleştiğinde ben de tam yanında olacaktım. Kırılan parçasını bir araya getirip eksikliğini duyduğu parçayı kendimden ekleyerek onu bütün bir hâle getirecek, bir kadın gibi hissettirecektim.

Zara genel olarak bakıldığında güzel bir kızdı. Fotoğraf çekimleri için makyajlarla süslenip bir oyuncak bebek şekli aldığında, giydikleri ve makyajıyla birlikte güzelliği daha net tanımlanabiliyordu. Ama kıyaslamaya konulduğunda hiçbir şey, kesinlikle hiçbir şey, dün gece nefessiz bir şekilde ismimi sayıklarken olduğu kadar güzel ve değerli değildi.

Dün geceden beri tek düşünebildiğim buydu. Uyandığımdan bu yana tek düşündüğüm husus da buydu. Aklımda yalnızca Zara'nın geçen geceki hâli vardı. Kelimenin tam anlamıyla çıplak olduğu hâli. Zamanı geldiğinde ona dokunabileceğim detayı.

Ama bu bunalım ve bir tür sabır testine tabi tutuluyor olduğum gerçeğinin yanı sıra bir de, ne yazık ki, ufacık şeylere sinirleniyor hâle gelmiştim. Hoşuma gitmeyen durumlarda karşımdakini hemen tersleyebilen birine dönüşmüştüm.

Tanrı aşkına Zayn! Kendine hâkim ol biraz!

Öğle sularında bir fotoğraf çekimi daha yapılacaktı. Bu seferki diğerlerinden biraz daha farklı olacaktı. Bugünkü çekimde bebekler birkaç erkek modelle poz verecekti. Erkek modellerin her biri de elbette kadınlar açısından karşı konulamayan tiplerden oluşacaktı.

the malik's dolls [türkçe çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin