Çeviri notu: Hassas içeriğe sahip bir bölüm olduğundan okumaya uygun bir ortamda olmanız tavsiye edilir.
[zayn]
"Evet, röportajlar yarın yapılacak." dedim kulağımdaki cep telefonuna. "Hm hm... evet... tamam, eyvallah adamım. Sana minnettarım." Hattın diğer ucundakiyle konuşurken birinin yatak odamın kapısını tıklattığını duydum. "Bak, şimdi gitmem lazım. Sen yarın buraya adamlarını yolla yeter, tamam mı? Pekâlâ, görüşürüz."
Telefonu kot pantolonumun arka ceplerinden birine bıraktım ve kapıya yürüdüm. Kapıyı açınca karşımda Kennedy'yi bulmuştum.
"Kennedy." Gülümsedim. Onu gördüğüme sevinmiştim. "Merhaba."
"Merhaba." O da sevimli bir şekilde gülümsedi.
"Burada ne yapıyorsun?"
"Seni görmeye geldim."
"Kuralları biliyorsun Kennedy. Buraya çıkman için-"
"Senin beni davet etmen gerek. Evet, biliyorum. Ama şu an bu zerre umurumda değil Zayn." Bir anda beni tersledikten sonra yanımdan geçip odama daldı.
"Peki o zaman." Dudaklarımı yalayıp geriye doğru bir adım attım. Arkamdan kapıyı kapattım ve odayı gözlemleyen Kennedy'ye döndüm.
"Eee, nasılsın bakalım Zayn?" Kollarını gövdesinde kenetlemiş bir şekilde bana döndü. "İyi misin? Hâlâ lüks hayatını yaşayıp her gece farklı kişilerle yatmaya devam ediyor musun? Ah dur bir dakika, bu aralar Evelyn'i beceriyorsun değil mi?"
Yüzümde söylediklerinden keyif aldığımı gösteren bir gülümsemeyle birlikte ona doğru ilerledim. Aramızda birkaç santimetre kaldığında ve göz hizasına geldiğimde durdum. "Sorun ne Kennedy?" diye sordum yumuşak bir sesle, bileğini kavrayıp onu öne doğru ittirdim.
"Sorun mu ne?" Alayla sorumu tekrarladı. "Sen benimle dalga mı geçiyorsun Zayn?" Keyifsiz bir kahkaha attı.
"Bebeğim-"
"Bana bebeğim falan deme!" Elini çekiştirerek benden sıyrıldı. Tekrar konuşmadan önce bir süre sessiz kaldı. Bu kez daha narin konuşuyordu. "Sana inanamıyorum Zayn. Geçen sene yarışma bittiğinde beni ne aradın ne de bana mesaj attın. Benim aramalarıma ya da mesajlarıma geri bile dönmedin."
"Neden döneyim ki?"
Şok içinde bakıyordu bana. "Ne?"
"Kennedy, biliyorsun ki ciddi ilişkiler bana göre değil."
"Gerçekten mi?" Gözlerini iri iri açtı. Duyduklarına inanamıyormuş gibi görünüyordu.
"Evet."
"Tamam, o zaman söyler misin tüm o hediyeler, birlikte geçirdiğimiz geceler, seni seviyorum'lar ne sikim içindi!? Çünkü en son hatırladığıma göre iki kişi çıktığı zaman olan şeylerdir bunlar!"
"Yanlış anlamışsın. Seni diğer kızlardan daha çok beğeniyordum sadece, ben de-"
"Ah kapa çeneni! Ezberlediğin o ucuz bahaneleri duymak istemiyorum." Küskün bir edayla konuşurken suratı asılmıştı. "Benimle iletişime geçmediğin ya da mesajlarıma cevap vermediğin ve elinden geldiği her anda beni görmezden geldiğin için, seni tekrar görebilmem adına elime tek bir seçenek bıraktın. Ben de bir kez daha seçmelere katıldım. İnsanlar beni gördüğü için gayet mutlu görünüyordu. Ancak geri dönmemin tek bir sebebi vardı. Para ya da şöhret umurumda bile değildi Zayn."
Bir iç geçirdim. "Benden ne istiyorsun Kennedy?"
"Bana cevap vermeni istiyorum." Sinirden kudurmuş gibi görünüyordu. "Neden benimle ve hislerimle oynadığını bilmek istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the malik's dolls [türkçe çeviri]
FanfictionBir milyon dolar kazanmak için ne kadar ileri giderdiniz? Yalan söyler miydiniz? Küçük kız kardeşinizin yaşamını ve güvenliğini tehlikeye atar mıydınız? Yoksa kendinizi tamamen yabancı birine ve diğer tüm aç bakışlara mı sunardınız? Peki ya üçünü bi...