twelve

1.6K 146 103
                                    

Çeviri notu: Hassas içeriğe sahip bir bölüm olduğundan okumaya uygun bir ortamda olmanız tavsiye edilir.

[zayn]

Zara, korkusunu hâlâ aşamamış bir şekilde kollarımın arasında ağlamaya devam ederken başımı Carter'a çevirdim. Hayvan gibi içtiği ortadaydı. Aç ve arzu dolu bakışlarını Zara'ya yöneltmeden önce bana aptalca sırıttı. Bu da elbette kanımın kaynamasına neden olmuştu.

Zara'dan olabildiğince nazik bir şekilde geri çekilip mırıldandım. "Bir saniye bebeğim."

"Siktir, biliyordum işte!" diye bağırdı bir anda Carter. Gülüyordu fakat hiç eğlenmediği belliydi. "Siz ikiniz sevişiyorsunuz, değil mi?"

"Beni dinle seni piç!" Gömleğinin yakalarına asılarak onu sertçe duvara yasladım. "Şanslısın ki tam zamanında geldim, yoksa boynunu kırabilirdim!"

"Ohhh, Zayn." Sahte bir şekilde sızlanır gibi yaptı. Söylediklerimi ciddiye bile almıyordu. "Orospularının birini bari benimle paylaşamaz mısın yahu? Yani on iki kızı da becermek-"

Sabırsızlığıma kapılarak cümlesini bitirmesini beklemedim. Yumruk şekline getirdiğim elimi tam çenesine geçirdim. Başı diğer yana savrulurken acı içinde bağırdı. "Sikeyim!" 

"Söylediklerine dikkat et. Ben ciddiyim!" Gömleğinin yakalarını tekrar çekiştirip onu bir kez daha sertçe duvara yasladım.

"Ah hadi ama-"

"Ne haltlar çeviriyorsunuz siz burada?"

Bir anda sessiz koridorda Evelyn'in sesini duyunca Carter ile birlikte gözlerimiz Evelyn'e çevrildi. Şaşkınlığı ve olup bitene anlam veremeyişi Evelyn'in yüzüne yansıyordu. Çok geçmeden Zara'yı halının üzerinde burnunu çekerken görünce yüzüne oturan telaş, tüm bu hisleri bir maske gibi örtmüştü. Hemen yanına ilerledi ve onunla ilgilenmek için yanına oturdu.

Derin bir iç geçirdikten sonra ilgimi tekrar Carter'a yönelttim. "Evimden siktir olup git. Kadınlara duyman gereken saygıyı öğrenene kadar yüzünü görmek istemiyorum."

"Ama-"

"Derhâl!" diye bağırdım. Gözlerinde korkuyu ilk kez görebilmiştim. Daha fazla uzatmayan Carter çabucak parti salonuna döndü. O, gözümün önünden kaybolduğunda can sıkıntısıyla yüzümü kapattım. Arkadaşım dediğim birinin böyle şeyler yapması sinirimi bozmuştu. Ne kadar sarhoş olursa olsun, ondan böyle bir şey hiç mi hiç beklemezdim.

Zara ve Evelyn'in bulunduğu yöne baktım. Gördüğüm manzara karşısında bir burukluk hissettim. Zara'nın, Evelyn'in sorduğu sorulara cevap verirken korkudan nasıl da titrediğini göz ardı edemiyordum. Adeta içim parçalanarak yanlarına ilerledim. "Evelyn."

"Evet?" Kaşları çatık bir şekilde başını bana kaldırdı.

"Lütfen gidip içeridekilere partinin sona erdiğini ilet."

"Ama Zayn-"

"Lütfen, Evelyn."

Evelyn ayaklandıktan sonra başını salladı. "Tamamdır."

"Teşekkür ederim."

Bir kez daha başını sallamasıyla birlikte o da parti salonuna giden yolda gözden kaybolmuştu.

Koridorda yalnızca Zara ile ben kalmıştık. Onunla aynı hizaya gelmek adına çömeldim fakat o gözlerini zeminden ayırmıyordu. Yanağından bir gözyaşının süzüldüğünü fark ettim. "Zara, gel seni yukarı çıkaralım."

Tepemizdeki şamdanın parlak ışıkları altında gözyaşlarıyla parlayan büyük, koyu renkli güzel gözlerini bana çevirdi. Öylesine narin ve korkmuş görünüyordu ki, dokunsam tekrar ağlayabilirdi. Bu yüreğimi cız ettirmişti.

the malik's dolls [türkçe çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin