Çeviri notu: Hassas içeriğe sahip bir bölüm olduğundan okumaya uygun bir ortamda olmanız tavsiye edilir.
Zara gittikten sonra ben de havuzun bulunduğu yerden ayrılıp köşkün içine döndüm. Üst kattaki odama çıkıp gönderilmesi gereken birkaç elektronik postayı gönderdikten sonra uyumaya karar vermiş, böylelikle adımlarımı asansöre doğru çevirmiştim. Bir yandan da yarım kalan bölümümü bitirmek üzere kitabımın sayfaları üzerinde gözlerimi gezdiriyordum.
Asansöre yaklaştıkça göz ucuyla biraz ötemde dikilen birinin olduğunu gördüm. Kitabın kapağını kapadığımda Yasmine'i flört edercesine bir gülümseme dudaklarında gezinirken beni izlerken bulmuştum. "Hey, Yasmine." diye seslenip sırıttım.
"Merhaba Zayn." Parmaklarını hareket ettirerek usulca elini salladı.
"Neler yapıyorsun?"
"Bilirsin işte." Gözlerinde, parıltılara yol açan bir tutam yaramazlıkla birlikte öylesine omuz silkti. "Senin şu devasa evini keşfediyordum."
"Öyle mi?" Kaşlarımı kaldırıp kollarımı gövdemde birbirine kenetledim.
Yasmine beni başını sallayıp mırıldanarak onayladı. "Ama ne yazık ki buradaki her yeri göremiyorum." Bir iç geçirdi. Bakışları zemine doğru kaymıştı. Sonra, gözlerini tekrar benimkilere çevirerek sessizce ekledi. "Sen görmeme izin vermediğin sürece, tabi."
Varmak istediği noktayı anlayınca sessizce güldüm. Aramızdaki mesafeyi santimetrelere düşürürcesine ona doğru bir adım attım. "Köşkümde görmediğin neresi kaldı Yasmine?"
Bana bakabilmek için başını yukarı kaldırdı. Sinsi bir gülümseme dudaklarında yer edinirken bana yaslanmış, cevabını bir fısıltı ile vermişti. "Üst kat... Özellikle belirtmem gerekirse de, senin odan." Yavaşça geri çekildi ve kışkırtıcı bir tavırla dudağını dişlerinin arasına sıkıştırdı.
Başımı yana yatırıp gözlerimi baştan aşağı üzerinde gezdirdim. Bakışlarım ağır aksak bir şekilde vücudunda dolaşırken onu süzdüğümü gizlemiyordum. Vücudunun, günün erken vakitlerinde gerçekleşen fotoğraf çekimindeki çıplak hâli gözlerimin önüne gelince ağzımdan gergin bir nefes kaçtı. Ve o an gerginliğin tek yansıdığı yer bu nefes kesinlikle değildi.
Ona dair hoşuma giden detayları bir liste hâline getirecek olursam, ilk sıralarda Yasmine'in muazzam bir vücuda sahip oluşu yer alırdı herhalde. Kolları ve bacaklarındaki ışıltılı bronz teni dudaklarımı yalamama neden oluyordu. Vücudunun her zerresini öpmek ve beni nasıl etkilediğini ona göstermek istiyordum. Üstelik üzerinde sadece askılı bir tişört ile kısa bir şort olduğu gerçeği, beni bu iki parçayı üzerinden yırtıp atarak tam da şu anda, olduğumuz yerde onunla sevişmeye itiyordu. Ama o kadar yobaz biri değildim.
"Eee, ne diyorsun?"
Yasmine bu sorusuyla onu soymayı düşlediğim fikirlerimden beni uzaklaştırmayı başardı. Elimden kitabımı almış, ön ve arka kapaklarını inceliyordu.
Boğazımı temizledim. "Alman gerekenleri al ve beş dakikaya benimle üst katta buluş."
* * *
Asansörün vardığını bildiren sesi duyunca deminden beri içini incelediğim çekmeceyi çabucak kapadım. Yasmine için seçtiğim sürpriz hediyeyi pantolonumun arka cebine sıkıştırıp Yasmine'i almak üzere odamdan ayrıldım.
Yasmine uzun koridor boyunca ilerlerken gözleri etrafı izliyor, duvarlara asılı olan tabloları ve etrafa yerleştirilmiş olan eşyaları inceliyordu. Gözleri benimkilerle buluşunca olduğu yerde durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the malik's dolls [türkçe çeviri]
Fiksi PenggemarBir milyon dolar kazanmak için ne kadar ileri giderdiniz? Yalan söyler miydiniz? Küçük kız kardeşinizin yaşamını ve güvenliğini tehlikeye atar mıydınız? Yoksa kendinizi tamamen yabancı birine ve diğer tüm aç bakışlara mı sunardınız? Peki ya üçünü bi...