-Bölüm şarkısı: Sagopa Kajmer- Galiba-
🌙
Babam şu dünyada değer verdiğim, canım yerine koyduğum insandı. Onun acısı hala tam sol göğsümdeydi ve ismi bile tüylerini ürpertip, kalbimi sıkıştırırken Jimin denen acımasız herifin bana avukatın oğlu diye kabaca seslenmesi beni şaşırtmış, hoşuma gitmemişti.
Bunun yanında onun yüzünü görmek istemiyordum. O gerçekten korkunç biriydi ve ne kadar ondan uzak kalsam benim için o kadar iyiydi. Yine de arkamı dönmemin, hücreme gitmememin sebebi belliydi.
Avukatın oğlu olduğumu nereden biliyordu? Bilmek istiyordum. Karşısında çaresizce durmamın sebebi buydu.
"S-sen nereden biliyorsun? Babamın avukat olduğunu nereden biliyorsun?" Titrek sesimle konuşmam, karşısında korkak bir şekilde durmam onu memnun etmişcesine gözlerime keyifle baktı, dudakları alayla kıvrılırken.
"Ben her şeyi bilirim,"Omuz silkti ve bana yandan bir bakış atıp, boydan boya rahatsız olmamı sağlayacak kadar bakışlarını üzerimde gezdirdi."Jeon Jungkook." diyerek, adımı sertçe ikaz etti. Beynim uyuşurken adımı dudaklarından duymak bedenimi ürpertmişti.
"Dosyanda seninle ilgili her şey yazıyor. Sana söylemişlerdir burada idare olsa bile, önce ben her şeyden haberdar olurum. Benim koğuşumdaysan, benim kurallarıma göre yaşarsın. Jeon Jungkook. Jeon Jungsan'ın küçük oğlu, mıntıkama hoş geldin." Bana tekrar dengesiz bir gülümseme yolladığında biraz daha yanıma yaklaştı.
O ve bu cehennemden farksız koğuşu ile ilgili bazı bilgileri Taehyung sayesinde öğrenmiştim. Dosyamı okuması yasal değildi. Nasıl eli kolu buralara kadar uzanıyordu? Burası nasıl bir cezaeviydi ve tek bir mahkumun sözü geçiyordu? Hiçbir fikrim yoktu. Sadece Jimin denen heriften korkuyordum ve bana bulaşmasını istemiyordum. Bunun için gerekirse benden istediği her şeyi yapabilirdim.
Gerçi benden yapabileceklerimin dışında bir şey isteyebilme ihtimali oldukça yüksekken, bu konuda da kendime güvenim tam değildi. Sanırım bir haftaya kalmadan başım beladan uzak kalmayacaktı ve buradan hasar almadan çıkmayacaktım. Beni korkutan asıl şeyde buydu. Can güvenliğim tehlikedeydi.
Kara gözleri yüzümün her yerini yoklarken tebesümünü yüzünden yavaşça sildi."Yalnız sana ufak bir hatırlatma yapayım Jungkook." diye mırıldandı, gözlerini kıstı, yoğun sesi gibi. Yüzünü yüzüme daha da yaklaştırdığında heyecan ve korku bedenimi sarmaladı, kalbimi sarmaladığı gibi. Yerimden kıpırdamak istesem de, yapamadım.
Titreyen göz bebeklerimi delici gözlerinden ayıramadım.
"Burada babanı pek sevmezler. Bende sevmem." Sanki bana bir mesaj vermek istiyormuş gibi kelimelerini bastırarak söylüyordu. Boğazım düğümlenirken bana başıyla koca koğuşu gösterdi.
"Buradaki çoğu suçlu senin baban yüzünden burada. Hepsi de babandan nefret eder," Göz bebekleri delip geçiyordu kalbimi ve gözlerim kısa bir anlığına koğuşa kayarken, çoğu insanın bana ya iğreltiyle ya da nefretle baktığını gördüm. Ve bu dilimi yutmama, belimden aşağıya bir ürpertinin geçmesine sebep oldu.
Jimin ani bir hareketle çenemi sıkıca kavradı ve ona bakmamı sağladı. Bogazımdan bir hıçkırık kaçarken nefesini hissedeceğim kadar yüzüme yaklaştı. Bakışları sertleşirken, korku şimdi kalbimin atışını hızlandırmış, Taehyung ve Yoongi aniden ayağa kaltığında Jimin'in arkadaşları da onların kalkmasıyla ayağa kalkmışlardı.
"Şunu sakın unutma avukatın oğlu. Burada cehennemimdeysen, ve ben azrailin olarak karşındaysam bu şerefsiz baban yüzünden. Bana ihanet eden o piçin cezasını küçük oğlundan çıkaracağım. Yani senden. O yüzden kendini şimdiden hazırla. Çünkü sana cehennemi yaşatacağım." Yüzüme doğru nefretini kustuğunda gözlerindeki intikam ve öfke ateşi yüreğimi hoplattı. Gözlerim kızarırken ve boğazın düğümlenirken çenemi öyle sıkı tutuyordu ki, sanki kırılacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Media Luna | jikook
FanfictionBu içi acı dolu ruhumun kapıları ancak ona açılır, bir tek o canımı yakabilirdi. 20/06/19 24/12/19 080822- #2 jikook