Bölüm Şarkısı- Sezen Aksu'Ben öyle birini sevdim ki'İyi okumalar..bölüm başlığı😏
🌙
Hayat belirsizdi, insanlar gibi. Yanılırdınız, kolayca bir insana güvenir, onun için her şeyi göze alırdınız fakat hayat o kadar sır ve ihanetle doluydu ki, göz kapanıncaya kadar her şey olup biter, ihanetler edilir, yalanlar söylenir ve siz eliniz kolunuz bağlı bir şekildeyken bir enkazın içinde tıkalı kalırdınız.
Yanılmıştım. Amcam konusunda, ona her şeyden çok güvenmiş ve inanmıştım. Hayatımı değiştirecek bir karar almıştım gözümü bile kırpmadan. Amcam ise buna rağmen beni hiçe saymıştı bir nebze olsun acımadan.
Ruhum sarsılıyorken ihanetin sancısıyla, esen soğuk rüzgar burnumun ucunu sızlatıyordu, kalbime oturan yumrunun canımı yakması gibi rahatsız bir hissi bedenime bırakıyordu, amcamın bana acımadan işlemiş olduğu günahları gibi.
Üşüyordum, oysa ki avludan Jimin ile beraber çıkmış, yine onun bana bulaştırmakta kararlı olduğu saf sıcaklığıyla hücremin içerisine girmiştim. O zaman anlamıştım ki, eğer Jimin'in güvenli kollarının sıcaklığı bile bana işlemiyorsa üşüyen bedenim değildi. Acı ile sarsılan ruhumun ta kendisiydi.
"Şimdi daha iyi misin?" diye sordu Jimin, yatağıma oturduğumda yanı başıma oturdu ve güven verici bir şekilde saçlarımı okşadı.
Ne kadar iyi hissediyorsam o kadar cansı bir 'iyiyim' kelimesi çıktı dudaklarımdan, saçlarımdaki dokunuşuyla saniyelikte olsa gözlerimi kapattığımda Jimin bana biraz daha yaklaştı.
Saçlarımdaki kokuyu biraz daha ciğerlerine çekerken,"Daha iyi olacaksın. Her şey yoluna girecek." diye fısıldadı. Eğer bu şekilde yanımda olmaya, saçımı okşmaya devam ederse, iyi olacağımdan şüphe dahi duymazdım. Eğer Jimin en vurgun anımda benimle olup, kalbimi sıcaklığıyla sararsa, bilsin ki her şey yoluna girerdi.
Bir gülse, sarılsa, öpse her şey yoluna girerdi. Gülümsedim belli belirsiz , var ile yok arasında bir huzur çaldı kapımı, Jimin'in gözlerine baktığım an. O hâlâ benim için endişeliydi ve gözleri de bunu somut olarak açıklıyordu. Sırtımı yatağın başlığına yasladım, ayaklarımı uzatıp.
Jimin'in elini tuttum, gülümsedi gözlerindeki endişeye rağmen. Var ile yok arasında bir huzur ilişti dudaklarına. Yanıma doğru sürükledim onu.
"Yanıma uzan," dedim, ilgi ve annesini uyuması için yanına çağıran küçük bir çocuğun muhtaçlığı vardı sesimde. Yaşlarımın kurumuş olduğu göz pınarlarıma inat burukça tebessüm ettim. "Uyuyalım beraber." dedim.
Jimin derin bir iç çekip, yanıma usulca yaklaştıktan sonra sırtını benim gibi yatak başlığına yasladı. Bir elini belime dolayıp, başımı omzuna yasladım. Onun eli, buğum buğum parmakları ince ve kemikli parmaklarıma dolandı. Gözlerimi kapattım, yaşları içime akıttım. Jimin tekrar bir nefes bıraktı boğucu havaya. Konuşmak isteyen, bana soru sormak isteyen bir hali vardı lakin cesaret edemiyordu. Benden bir işaret veyahut izin bekliyordu.
Susuyor, amcam ile aramda olan olaylar hakkında konuşmamak için kendini zor tutuyordu. En sonunda ise galip gelemedi sessizliği, kaşlarını çatıp, parmaklarımla oynarken pürüzlü ve gergin bir sesle konuşmaya başladı.
"Jungkook." dedi önce, gergindi. Sorgulamak istiyordu başıma gelen talihsiz olayları fakat canımı da yakmak istemiyordu."Biliyorum bu zamana kadar çok zorluklar çektin. Sana zarar verdim, en büyük korkularını yaşattım, gözyaşının sebebi oldum." Pişmandı, ilk günkü gibi. Gözlerimi açıp, birbirine kenetlemiş olduğu parmaklarımıza bakarken acı da olsa gülümsüyordum. Jimin öyle pişmandı ki geçmişi ve bana yaptıkları için, başım omzunda ona sığınmama, onunla bir olmama, onu affetmeme rağmen yine de ruhundan çekip atamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Media Luna | jikook
FanfictionBu içi acı dolu ruhumun kapıları ancak ona açılır, bir tek o canımı yakabilirdi. 20/06/19 24/12/19 080822- #2 jikook