9|ruhuna musallat olurum.

3.5K 421 176
                                    

Bölüm şarkısı:Sema Moritz- Hasret-

🌙

Avucuna çarpan kesik nefeslerim, onun bana olan bakışları, kara gözleri ve boynuma dayadığı bıçağı. Hepsi beni korkutuyordu. Bedenim titriyordu, o beni sıkıca tutup, banyonun soğuk fayans duvarına yaslamasaydı eğer düşecek gibiydim.

"Şşhhh...sakin..." Pürüzlü sesiyle fısıldadı, ölüm ninisini. Elini yavaşça ağzımdan çekerken, bıçağı biraz daha aşağıya, köprücüğümün olduğu yere götürdü.

Bıcağın kemiğime batan sivri ucuyla acıyla inledim, gözlerim dolu doluydu ve çoktan boğazım düğümlenmişti. Kendimi aciz ve çaresiz hissediyorum, bundan nefret etsem de, çıkamıyordum. Bu iki duygunun ruhuma bir zehir gibi yayılmasına mani olamıyordum.

"Sakın avukatın oğlu. Eğer bağırırsan, boğazını keserim." Elini ağzımdan çekerken kesin bir sesle konuştuğunda bıçağın ucu köprücüğümde olmasına rağmen bana gözleriyle boğazımı gösterdi.

Yaşadığım korkudan dolayı titreyen dudaklarımı araladım.
"Lütfen...bırak beni." dedim, zorlukla. Başını olumsuz anlamda iki yana salladı tıclarken,"Hayır Jungkook. Önce canını yakacağım. Sen de benim kim olduğumu öğrenmiş olacaksın." diye mırıldandı.

Bir psikopat gibi alayla sırıtıyor, bir eli kıvırcık saçlarıma gidip, okşarken, diğer eliyle bıçağı köprücük kemiğimde boydan boya gezdiriyordu. Göz temasımızı kesmiyor, dudakları şeytani bir tebessümle kıvrılırken, bana yaşarken sahip olduğu cehennemini gösteriyordu.

"B-ben sana ne yaptım? Neden rahat bırakmıyorsun beni?" Korkuyla ağlarken sesim titriyordu, bedenim gibi. Bir türlü anlayamıyordum. Canımı yakacak kadar, benden çok mu nefret ediyordu?

"Ahh...seni nasıl rahat bırakırım kıvırcık?" Bana sahte bir sitemle konuştuğunda elini kıvırcık saçlarımda gezdirmeye devam etti. Dokunuşları yumuşak bile olsa tüylerimi ürpertiyordu. Korkuyordum.

Gözleri gözlerimden ayrılmazken, yüzlerimizi yaklaştırdı, bıçağı köprücüğümün altındaki ince deriye bastırırken, tekrar acıyla inledim yüzüne doğru.

Çoktan kanamaya başlayan derim onun hoşuna giderken,"Üstelik bugün bana karşı çıkmışsan." diye fısıldadı, gözlerini hafif kısıp.

Çoktan pişman olmuştum. Asla ona karşı çıkmamalıydım. Öfkemi asla ona karşı kullanmamalıydım. Çünkü bana iki katını yaşatacağı kesindi.

Öfkeyle kalkmıştım, zarala oturuyordum. Durumum bundan ibaretti.

"Üstelik servetimi döktüğüm ve bana ihanet eden o piçin oğluysan, seni rahat bırakmam kıvırcık. Ruhuna musallat olurum." Gözlerindeki bariz intikam ateşi yakarken her yerimi titrek bir nefes aldım. Bıçağı dayadığı yer canımı yaksa da, ruhum bedenimden daha çok can çekişiyordu.

Ruhuma çoktan musallat olmuştu.

"Babam sandığın gibi biri değil. Eğer masumsan, seni buradan çıkarırdı. Burada olman kimsenin suçu değil. Lütfen beni rahat bırak Jimin." Yine de haksız olmasına karşın çenemi tutamıyordum. Aptal gibi bir psikopatı haksız olduğuna inandırma çabasına girmiştim.

"Şunu unutma Jeon, bu hayatta kimse sandığın kadar masum değil. Çünkü herkes parayı sever ve herkes ihanet eder." Bıçağı yavaşça boynuma doğru ilerletti. Tam atar damarımın olduğu yerde durduğunda nefesimi tutmuş, korku dolu bakışlarım kısa bir anlığına bıçağın hafif kanlı ucuna kayarken, tekrar gözlerimin hedefi koyu gözleri olmuştu.

Media Luna | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin