🌙özel bölüm

4.7K 368 281
                                    

Arayı soğutmadan geldik efendim...*multi ile iyi okumalar 🐥🐰

🌙

Üç yıl sonra ∞

Bitmişti. Hasretim, onsuz geçen saatlerim, dakikalarım ve saniyelerim. Sonunda bitiyordu onsuz geçen tüm ızdıraptan farksız günlerim. Sessiz çığlıklarımın ardına saklanan gözyaşlarım. Özgürlüğümün içinde mahkumdum onun kalbine, ruhuna. Şimdi zaman kavuşma zamanıydı.

Şimdi özlemi bir kenara itip, onun her bir buğumuna hasret kaldığım ellerini tutma zamanıydı. Ona, kokusuna, ruhuna sarılma zamanıydı.

Ellerimin titremesi geçmiyordu. Benjamin benimle beraberdi, biraz olsun bana destek olmak için yanımdaydı. Üç yıl öncekine nazaran ne kadar büyümüştü. Büyümüştük. Üniversitede üçüncü yılımdı. Saçlarım hâlâ kıvırcıktı, bedenim daha güçlüydü. Spora başlamıştım, sanata, müziğe olan ilgimi keşfetmiştim.

Onun yokluğunda hep eğitme vermiştim kendimi, büyük annem Amira sağlığı için bir yıllığına Kanada'ya bile gitmiştim.

Bunu yapmak ne kadar zor olsa da, Jimin gitmemi istemişti. Bir yıl boyunca onun ne sesini duymuş, ne de o güzel yüzünü görmüştüm. Büyük annem sağlığında ilerleme göstermişti. Hayatımda artık yalanlara, ihanete yer yoktu. Benim tek ailem oydu. Şimdi sıra aileme kavuşma sırasıydı.

Jimin'ime kavuşma sırasıydı.

"Jungkook hyung, bu Jimin hyung seni unutmuş olmasın? Baksana hâlâ ortalıkta yok." Benjamin şakacı bir tavırla konuşsa da, bu beni korkutmuştu.

Ellerim titriyordu, gözlerimi hapishanenin giriş kapısından ayıramıyordum. İçeride bir tek o kalmıştı, Taehyung ve Yoongi hyung beraat edeli tam bir yıl olmuştu. Sırf Jimin hapishaneden çıkacak diye onların buluşma kararına olumlu bir cevap vermemiştim.

Hele bi Jimin'im çıksın şu cehennemden, yine baksın gözlerime, yine öpsün daklarımdan aşka, o zaman tutardım ellerini ve nereye gitmek istiyorsa oraya giderdik.

Onunla beraber, onunlayken. Her yere, her ulusa, şehire, sokaklara. Beraber. Yalnızca ikimiz.

"Geliyor Jungkook hyung."

Yerimde dolanmayı kesip, bakışlarımı Benjmin'in güler yüzünden ayırdım. Kalbimin hızlı atışları yüreğime akıl almaz bir heyecan duygusu yayıyordu. Başımı ona doğru çevirip, üç yıldır hasretini çektiğim yüzüne baktığımda ayaklarımda derman kalmadı, gözlerimdeki yaşlar aktı benden izin dahi almadan, güya yirmi bir yaşına gelmiştim.

Hâlâ çocuk gibi ağlıyordum. O ise yirmi dokuz yaşında olmasına rağmen yine çok güzeldi. Saçları aynı siyah, gözleri aynı duygu ile bakıyordu. Beni karşısında görünce göz bebekleri titredi. Siyah bir bavulu vardı elinde. Kimsesiz girmişti bu ceza evine, kimsesizdi beni sevdiğinde.

Şimdi ise ben vardım. Karşısındaydım.

"Jungkook..." diyebilmişti sadece kısık bir sesle. Duymuştum sesini tam bir yıl sonra. Onu ziyarete bile gidemediğim onca zamandır ne yaptığını, ne hissettiğini bilmeden. Şimdi gözlerinde gördüğüm hasrete yenilirken, sesi kilometrelerce uzaktan gelse dahi duyabilecekken. Sevdim onu çok fazla, sevdim o benden çok uzaktayken.

Media Luna | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin