"Bu kadar sorumsuz olunmaz ki ! sana dışarı çıkmanı söylediğimde, kendini kaptırmanı söylemedim !" yaklaşık 1 saatir Felićete'den azar yiyorum. Tamam, artık yeter ! Başım şişti !
"Ama Felićete-" Lafımı gerçekten çok kaba bir şekilde, ağızımı kapatarak böldü.
"Ama falan yok. Yeni kural koyuyorum. Eğer bu evde kalacaksan. Çok zaruri durumlar dışında evden dışarı çıkmak yok !" dedi sesini yükselterek. Ama ben on sekiz yaşındayım Tanrı aşkına ! Ve yakında on dokuz yaşıma gireceğim, cezada neyin nesi oluyor ?!
Tepkimi ortaya koymak istercesine sert bir şekilde ayağa kalktım.
"Sanki ben, bilerek onun yanına gittim ! Sende benim ondan ne kadar nefret ettiğimi biliyorsun !" dedim hafif sesimi yükselterek. Şaşırmış görünüyordu. Haklıydı zaten. Bir saatir tek tük kelime eden ben, ilk defa bir cümle kurmuş ve bağırmıştım. Oda buna izin vermişti.
"Ben uyumaya gidiyorum." dedim buz gibi bir sesle. Tamam mağnasında başını aşağı yukarı salladı. Merdivenlerden çıkarak herhangi bir odaya girdim. Neresi veya kimin odası olduğu önemli değildi. Gerçekten, çok uykum vardı.
Odanın içindeki dolabı açıp, içinde biraz kıyafet aramaya başladım. Üstümdekiler çok pisti ve artık sıkmaya başlamıştı. Dolabı açıp içinden bol bir t-shirt çıkardım. Üstümdekilerden hemen kurtulup bol t-shirt'ü üzerime geçirdim. Artık bedenimi taşıyamaz hale geldiğimde, bedenimin yatak ile birleşmesine izin verdim.
〰➰〰➰〰➰〰➰
Gözlerimi açtığımda, hala kimin odasında olduğumu bilmiyordum. Ama yoğun sigara kokusuna bakılırsa, burası Ruggero'nun odasıydı.
Zar zor ayağa kalkarak ayaklarıma siyah, deri terlikleri geçirdim. Ağır ve yavaş hareketlerle merdivenleri inip geniş salona girdim. Evet, mutfak salonla birleşik olduğu için rahatça görünüyordu. Ve kahvaltının adı bile geçmiyordu.
"Hey Felić" dedim sevecen bir sesle. Oda ortalıkta görünmüyordu. Acaba, saat kaçtı ? Eminim öğleni geçmişti.
"Felić de neyin nesi ?" dedi arkamdan gelerek. Hemen arkamı dönerek ona baktım. Tanrım ! Beni çok korkutmuştu.
"Beni korkuttun." dedim düz bir sesle. Sorusunu yanıtlamamıştım.Yanıtlamayada niyetim yoktu.
"Kahvaltı hazır değil." dedim hemen ardından. Yüzüne muzip bir gülümseme takındı.
"Evet, neden hazır değil ?" dedi sarı, parlak saçlarıyla oynarken. Benden mi bekliyordu yani ?
"Hiç sanmıyorum." dedim umursamaz bir tavırla. Kahvaltı etmezdim daha iyi. Bana hizmetçi gibi davranamazdı.
"O halde yemek yemeyeceksin" dedi. Tamam, yemek yemezdim bende.
Elbette yemek yememeye alışıktım, ben. Ne varmış kahvaltı yapmazsam ?! O sesini kessin, yeter !
Lütfen okuyun, önemli !
Uhm, yeniden selam. Saçma sapan bir yerde kestiğimi biliyorum. İlham perim, bazen ulaşılmaz olabiliyor. Herneyse ! İthaf vermek istedim bugün. İlk ithafımı, Buse varken bile hikayeyi okuyan, herzaman takip eden ve kısada olsa umut verici yorumlar yazan @leonetta_17 adlı kullanıcıya veriyorum. Çok tatlı bir kızsın ! Bil istedim. Ve evet, şu sezon finali olayı. Dün Buse ile konuştum, final yapmakta çok kararlı. Hikayenin iyice uzadığını düşünüyor. Ben ona katılmıyorum, siz ne düşünüyorsunuz ?
-Özge
![](https://img.wattpad.com/cover/21186315-288-k133990.jpg)