"Nerede ki ?" dedim meraklı sesimle. Telefonun arkasından bir of sesi duyduğumu hissettim.
"Bilmiyorum. Hiç birimiz birşey bilmiyoruz. Hepiniz, çekip gittiniz zaten." dedi alıngan bir ses tonuyla. Açıklama yapmam lazım dı evet. İstiyormuydum, hayır.
"Lodovica,bak yemin ederim bilerek değildi." dedim. Evet, kesinlikle kendimden tiksiniyordum. Özür dilemek bana göre değildi. Hemde Asla.
"Bak Martina...seninde bildiğin gibi arkadaşlığımız eskisi kadar güçlü değil. Bu durum düzeltilmeyecek duruma geldi. Zaten, sen gittiğinde herkez dağıldı. Sen bize bir hoşçakal bile demedin.." dedi alıngan bir sesle. Artık umrumda bile değildi. Ben, İtalya'ya gidip tek başıma yaşamak ve bitkisel hayata girmek istiyordum..
"Evet, sende haklısın. Ama benide anlaman lazım." dedim. Benide anlaması lazımdı. Yoksa, asla düzenli bir iletişim kuramazdık.
"Tanrı aşkına Martina...Anlatmadığın bir şeyi nasıl anlayabilirim ?" dedi stemkar bir sesle. Doğruya doğru,haklıydı. Ama ben, bu sır ile gömülmek istiyordum.
Polis işinden bile vazgeçmiştim.
"Bunu kimseye söyleyemem." dedim soğuk bir sesle. Ani bir duraksama yaşadı. Çok haklıydı,yine. Ona herşeyimi söylemiştim.
"T-Tamam ama unutma. Biz, arkadaşız." dedi üzgün bir sesle.
Sen öyle san.
"Sen değilmiydin ? Artık düzelmeyecek bir duruma girdiğimizi söyleyen. O halde, neden üstlenmeye çalışıyorsun ?" Her yönüyle haklıydım, biliyordum. Sadece merak ettiği için benimle hemen barışamazdı. Bu, çok bencilceydi. Zaten o hep bencil olmuştu.
"Peki.." dedi düşünceli bir sesle. Bu konuşma, hemen burada bitmeliydi. Konu iyice sapmıştı.
"Ama unutma. Senin, bana ihtiyacın olduğunda, ben senin yanında olmayacağım." Bir şey söylememe kalmadan, telefonu yüzüme kapattı.
Hiç bir şey düşünemiyordum. Benim, acilen pisikolojik tedavi görmem lazımdı. O kadar...aptaldım ki. Sadece kendimi düşünüyordum. Hiç birşey olmadan, karşımdaki insanları yargılıyordum. Onların duyguları, düşünceleri, asla umrumda olmuyordu. Ben böyle bir kız değildim, biliyordum. Ama kendimi engelleyemiyordum. Olmak istediğim ben ve olduğum ben çok farklıydı.
Kendimi, çok değişik hissediyordum.
Samsung marka, siyah telefonu ahşap masaya koyarak aşağıya indim. Evde kimse yoktu. Bu yüzden, ev bana kalmıştı. Televizyonu kumanda ile açarak izlemeye başladım.
-
Derin uykumdan telefondan gelen mesaj sesiyle ile uyandım. Telefon Felićete'nin di. Bu yüzden gelen mesaj beni ilgilendirmiyordu.
Kesinlikle ilgilendiriyordu.
Koltuktan kalkarak telefonu elime aldım. Acele ederek mesaj butonuna bastım ve okumaya başladım.
"Seni özledim. Herşey yolunda, öyle değil mi ? Martina'yı buldun mu ? Eğer bulduysan, herşey bizim için daha kolay olur. Ama bulamadıysan, üzülme. Ve..ıhm. seni dövdüğüm için üzgünüm. Biliyorsun, sinir problemim var. Seni seviyorum." -Ruggero
Birkaç saniye telefona sırıtarak baktım. Neden, benimde böyle bir ilişkim olamıyordu ? Felićete bunu görünce eminim çıldıracaktı. Onu ne kadar sevdiğini, herkes gibi bende biliyordum.
Nereye gitmişti ki ? Yani onu terk edip. Ben olsam kolay kolay affetmezdim.
Jorge'nin dilinden
"Saçmalama" dedim telefonun arkasında ki Sergio'ya.
"Hayır, ben ciddiyim." dedi muzip bir şekilde. Telefonun arkasından salak gibi sırıttığını hissedebiliyordum.
"Nereye gittiğini bilmiyorum ki" dedim çaresiz bir sesle konuşmaya özen göstererek. Ama nereye gittiğini adım gibi iyi biliyordum.
"O halde bulsan iyi olur. Yoksa, senin için hiç iyi olmaz." dedi kendinden beklenecek bir kabalıkla.
"Ya, ne yaparsın ?" dedim kocaman bir özgüvenle. Artık ona, benim patronum gibi davranmama gerek kalmamıştı. Borcunu ödemiştim.
"Yemin ederim, seni öldürürüm !" Sesi biraz yüksek çıkmıştı. Parasını ödemem, ona kaba davranmam anlamına gelmiyordu. O Sergio'ydu. Hemen, istediği zaman birini öldürebilirdi.
"İyi,iyi. Araştırırım da, ne yapacaksın ki kızı ?" dedim meraklı sesimle. Martina'yı ne yapacaktı ki ?
"Hiç. Canım kötülük istiyor." Telefonun arkasından iğrenç bir kahkaha attı. Onun, bir suçu yoktu ki. Aptal dedi iç sesim. Acaba sen bu kızı neden rehin aldın, bir fikrin var mı ?
Haklıydı, sonuna kadar haklıydı. Ben berabat bir insandım.
Ama, Sergio oyunbozanına onun yerini söylemeyecektim. En azından bunu yapacaktım.
"Bulursam söylerim" Birşey demesine kalmadan telefonu yüzüne kapattım. Şimdi, başka biryere daha uğramam lazımdı.
"Ruggero salağının evi neredeydi ?"
Okuyun, çünkü yeniden önemli !
Merhaba ! Uzatmadan konuya giriyorum. Sezon finali olacak ! Sonunda ikna etmeyi başardım. Bunun dışında, bu sezon finalinden önceki son bölümdü. Yani bir daha ki bölüm sezon finali ve Buse yazacak.
Hoşçakalın xx
-Özge