Parmaklarım kopmuş olsa da size bölüm yazdım! Umarım beğenirsiniz yorumlarınızı bekliyorum. Bir de yeni kitabıma da göz atarsanız çook sevinirim Cedric Diggory ile ilgili ve size spoiler veriyorum Cedric ölmeyecek 😊 İyi okumalar 💗
Okuldaki hayatım birden güzelleşmişti. Quidditch takımına girmiştim, sınavlarım harika geçmişti, Abraxas Malfoy ile oldukça yakınlaşmıştım. Tom Riddle ile arada konuşuyor ve Sırlar Odası hakkında pek laf etmiyorduk. Artık kendimi yalnız hissetmiyordum ve okulun bir parçası olmuştum. Aldığım yüksek notlar nedeniyle Müdür Dippet ve Dumbledore beni tebrik etmiş ve aileme bir teşekkür mektubu yazacaklarını belirtmişlerdi. Ancak hala bu mükemmel hayatımda bir sorunum vardı. Aslında bu spesifik bir sorun olmasa da sorundu. Sırlar Odası'nı hala çok merak ediyordum, ve ne olacaksa olsun bulmak istiyordum.
Bunları düşünürken aynı zamanda kahvaltı ediyordum.
Bugün iksir sınavı vardı. İksir dersinde Tom'la beraber oturuyorduk, uygulamalı sınava da beraber girecektik. Eminim ki erkenden iksiri yapmayı bitirecekti, o yüzden korkmuyordum.
İksir sınıfına doğru yol aldım, ve her zaman Tom'la oturduğumuz sıraya oturdum.
Mahzen hiç alışılmadık şekilde şimdiden buharlar ve tuhaf kokularla doluydu. Sınıftaki herkes yerini aldıktan sonra -Tom da dahil- Slughorn neşeyle sınıfa girdi.
"Hadi bakalım, hadi bakalım, hadi bakalım!" dedi Slughorn. Muazzam silüeti ışıldayan pek çok buhar arasında titreşiyordu.
"Ölçekleri ve iksir setlerini çıkarın, hepiniz, ve İleri İksir Yapımı kitaplarınızı da unutmayın.."
"Hadi bakalım" dedi Slughorn, sınıfın ön tarafına dönerek ve zaten kabarmış göğüsünü, yeleğinin düğmeleri patlayıp fırlama tehditi oluşturana kadar şişirerek "bakmanız için size birkaç iksir hazırladım, ilginizi çekerse diye. Bunlar, F.Y.B.S.'nizi tamamladıktan sonra yapabilmeniz gereken şeyler. Adlarını duymuş olmalısınız, henüz yapmasanız da.. Gerçi şimdi soracağımı yapmıştınız. Bunun ne olduğunu bana söyleyebilecek kimse var mı?"
Slytherin masasına en yakın kazanı işaret etti, Hafifçe doğrulup kazana, saf suya benzeyen şeye baktım ve hızlıca elimi kaldırdım. Bu iksir kötü anılarımı canlandırsa da söylemeden edemezdim. Slughorn parmağıyla beni işaret etti.
"Veritaserum, içeni hakikati söyletmeye zorlayan renksiz, kokusuz bir iksir"
Göz ucuyla Tom'a baktım, aşağı bakıyor ve sanki dinlemiyormuş gibi gözüküyordu.
"Çok iyi, çok iyi!" dedi Slughorn mutlulukla. "Şimdi" diye devam etti, Ravenclaw masasının en yakınındaki kazana işaret ederek, "buradaki iksir hayli iyi bilinir.. son zamanların birkaç Bakanlık broşüründe yer almıştı. Kim söyleyecek?"
Elim yine en hızlı şekilde havalandı.
"Çok özlü iksir, efendim.."
İksir kazanda ağır ağır kaynayan, çamurumsu bir maddeydi.
"Mükemmel, mükemmel! Şimdi, buradaki.. evet canım?" dedi Slughorn hafifçe şaşırmış bir şekilde, benim havada duran elimi fark ederek.
"Amortentia"
"Gerçekten de öyle. Sormak neredeyse budalaca görünüyor ama" dedi fevkalade etkilenmiş görünen Slughorn "Sanırım ne işe yaradığını da biliyorsundur?"
"Dünyadaki en güçlü aşk iksiridir" dedim bir solukta. Bu sırada yanımda kıpırdanan Tom'u görmezden gelmeye çalışıyordum.
"Doğrudur! Sanırım onu belirgin sedef parıltısından tanıdın, öyle mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
V A R İ S
Fanfiction... Nefes alabilmek için hızlı hızlı soluyordum. Başım dönüyor, kalbim hızlı hızlı atıyordu ama nabzımın atışını duyamıyordum. Ellerim soğuktan morarmış gibiydi. Cenin pozisyonu aldım ve kendimi toparlamaya çalıştım. Bütün bunlar, bana hayatta kalab...
