Eveett inanmayacaksınız ama yine ben geldim! Hem de bol bol Tom dolu, bence çok güzel bir bölümle! Sizi çook seviyorum lütfen yorum yapın düşünceleriniz benim için çook önemli 💗 Ayrıca 10K olmuşuz, çok teşekkür ederim iyi ki varsınız! İyi okumalar, nedense çok heyecanlandım bu bölüm için umarım beğenirsiniz🌸🙏🏻
———————————————————
Uzun bir süredir Kara Göl'e bakarak oturuyorduk. Ne kadar süredir burada olduğumuz hakkında hiçbir fikrim yoktu, ama sorun değildi. Bazen biriyle sessizce oturmak bile insana iyi gelebiliyordu.
"Annemle babamı hiç tanımadım.."
Tom birden konuşunca beklemediğim için irkildim. Daha sonra kendimi toparladım ve ona döndüm.
"Annem büyücü, babam mugglemış. Annem babama aşk iksiri vermiş.. Babamsa annemi, annem bana hamileyken terk etmiş.. Ne baba ama..."
Ne diyeceğimi bilmiyordum, kafa sallamakla yetindim.
"Ve buna rağmen annem bana o iğrenç adamın ismini vermiş.. İsmimi işte bu yüzden sevmiyorum, Allison.."
İsmimi duyunca Tom'a döndüm ve cevap verme ihtiyacı hissettim.
"Bu kadar öfke dolu olma, o isim sadece sen ve babana ait değil ki.. Britanya'daki en yaygın isimlerden biri.."
"Beni başkaları ilgilendirmiyor.. Dünyadaki herkesin adı Tom olsa dahi beni o adamla aynı adı taşımak ilgilendiriyor."
Kafa salladım. Bu konunun hassas bir konu olduğunu hissedebiliyordum. Konuşmamayı tercih ettim. Çünkü bu konu pek görüş belirtebileceğim bir konu değildi.
"Annem beni yetimhanede doğurmuş.. Daha sonra ölmüş. Aile üyelerinden hiçbiri gelip beni sormamış bile.. Daha sonra bir gün Dumbledore geldi. Beni.. almak için"
Hikayenin devamını bildiğim, hatta bilmekten de öte yaşadığım için kıpırdandım. Tom kıpırdandığımı fark edince bana döndü ve anlatmaya ara verdi.
"Üşüdün mü?"
Onun anlattıklarından rahatsız olduğumu düşünmemesine sevindim ve derin bir nefes aldım.
"Evet.. şey, biraz soğuk da.."
Cümlemi tamamlayamadan Tom üstündeki kabanı omuzlarıma attı.
"Üstüne doğru düzgün bir şey giymezsen üşürsün tabii.. Böyle daha iyi mi?"
"Daha iyi.." dedim gülümseyerek.
Tom bir süre daha duraksadı. Aslında bu hoşuma gidiyordu. Tom'un geçmişi hakkında bir şeyler duymak nedense beni rahatsız ediyordu.
"Sence güçlü olmak önemli mi?"
Sanki çok zor bir soru sorulmuş gibi hissettim. Çünkü soru her ne olursa olsun soruyu soran Tom'sa o soru nedense zorlaşıyordu.
"Hayır. Bence güç başarının bir illüzyonu. Ama birbirlerine denk değiller. Bence başarılı olmak güçlü olmaktan daha önemli.."
"Fark ne?"
"Yani, herkes için farklı bir şey bu.. Kimi için okulu bırakıp Diagon Yolu'nda bir dükkan açmak olabilirken başka biri için çok yüksek bir puanla okulu bitirip seherbaz olmak olabilir. Başarı kişiseldir, güçse hakimiyettir. Sadece seni değil başkalarını da etkiler"
Tom benimle göz teması kurmuyor, sadece yere bakıyordu.
"Neden sordun?"
"Ben seninle aynı fikirde değilim.." Hala yere bakarken sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
V A R İ S
Fanfiction... Nefes alabilmek için hızlı hızlı soluyordum. Başım dönüyor, kalbim hızlı hızlı atıyordu ama nabzımın atışını duyamıyordum. Ellerim soğuktan morarmış gibiydi. Cenin pozisyonu aldım ve kendimi toparlamaya çalıştım. Bütün bunlar, bana hayatta kalab...
