K A B U S L A R V E S Ö Z

4.8K 391 213
                                    


Merhabaa. Bakın kim geldi?🙈 Sizi çook özledim, her zaman aklımdasınız. Uzun zamandır bölüm yayınlamak istiyordum, bugün de madem sömestre geldi yeni bölümü de karne hediyesi olarak vereyim dediim Umarım beğenirsiniz, lütfen yorum yapın sizi çook özledimm🤍🤍 İyi okumalar🙏

————————————-

Karanlığın içinde çalkalanıyordum. Nereye gittiğimi, nereye sürüklendiğini bilmiyordum. Sadece gidiyordum, kaçıyordum. Çünkü kaçmam gerekiyordu. Başım dönüyordu, midem bulanıyordu. Kırılmıştım, kalbim kırıktı. Şu an böyle bir durumda, bir şeyden kaçarken hissetmem gereken şey korkuydu, ama ben tamamen hayal kırıklığına uğramıştım. Sadece kaçmam gerektiğini biliyor ve kaçıyordum. Nefes almakta zorlanıyordum. Artık durmam gerekiyordu. Bacaklarım koşmayı, ciğerlerim nefes almayı reddediyordu. Buraya kadardı. Bitmişti. Her şey bu kadar kolay son bulabilir miydi? Belki daha huzurlu olurdum, belki daha mutlu bir hayat bekliyordu beni. Sevdiklerim üzülürdü, ama o kadar. Beni illaki birkaç yıla unuturlar, buruk bir hüzünle hatırlarlardı. Onlar bu acıyı yaşamayı haketmiyordu, ama gücüm kalmamıştı. Sona gelmiştim.

Zaten muhtemelen ölsem, şu ankinden daha az kırılmış olurdum. Belki ölüm, yaralarımı sarabilecek tek şeydi. Belki vazgeçmek, çıkar yol yoksa o kadar da kötü bir seçenek değildi. Nasıl öleceğimi hiç düşünmemiştim. Sanırım şimdi öğrenmenin vakti gelmişti. Ölmek dedikleri buysa eğer, bu o kadar da kötü bir şey değildi.

Bacaklarım en sonunda durdu, beni daha fazla taşıyamıyordu. Ölüm kazandı, ve ben de kendimi yere bıraktım. Gözlerim yavaşça dünyadaki son görüntüsünü görürken, ciğerlerim dünyadaki son nefesini içine çekerken tanıdık bir ses duydum.

Kulaklarımın son kez bu sesi duyması ne kadar üzse de, son duyduğu sesin bu olması bir o kadar huzur verdi. Artık ölüm huzurluydu. Gözlerim, dudaklarımdaki buruk tebessümle kapanırken tanıdık kadifemsi ses adımı haykırmaya devam etti.

Ve ben uyandım. Ter içindeki yüzümle nefes nefese korku içinde uyandım. Son günlerde sürekli aynı kabusu görüyordum. Bir şeylerden kaçıyor, ve sonunda hep vazgeçiyor, ölüme kendimi teslim ediyordum. Bu kabusu sürekli görmemin bir sebebi olduğunu düşünsem de, buna inanmak istemiyordum. Sırlar Odası olaylarının beni olumsuz etkilediğini düşünüp geçiştiriyordum.

Doğruldum. Nefes alışverişimi düzene sokmaya çalıştım. Birazcık su içtim. Yatağımdan kalkmak istemiyordum. İyi ki yatakhaneye kimse yoktu, çünkü bu halimi gören herkes rüya görmediğimi, sanki gerçekten bir şeylerden kaçtığımı düşünürdü. Kendimi toplamaya, rüyayı tamamen zihnimden atmaya karar verdim. Bugün Cumartesi'ydi, ders olsaydı kafam daha kolay dağılırdı ama bugün ne yapacağımı da bilmiyordum. Ama en azından yataktan çıkmam ve suratımı birazcık düzeltmem gerektiğini biliyordum. Doğruldum ve üstümü giyindim. Son kez derin bir nefes alıp rüyayı unutmaya çalışarak ortak salona doğru indim.

Ortak salon sohbet eden öğrencilerle doluydu. Çok kalabalık değildi. Bu benim işime geldi çünkü şu an gürültü ve kalabalık kaldırabilecek durumda değildim. Jane ve diğer birkaç kızın yanına oturdum, son derece sıkıcı satrançlarını izlemeye başladım. Aklımdan sürekli gördüğüm kabus geçiyordu. Aklımdan uzaklaştırmak için ne yapacağımı bilmiyordum. Belki de düşünebildiğim kadar düşünmeliydim, düşündükçe o kendiliğinden giderdi. Bu saçma ve acınası fikri hemen bir kenara ittim. Kabusumu Tom'a anlatmalı mıydım bilmiyorum. Sonuçta rüyanın sonunda bana seslenen Tom'du. Ama muhtemelen rüyamı dinleyecek, abarttığımı ve benim tam bir kaçık olduğumu söyleyecek, sonra da beni daha kötü hale getirip gidecekti. Hayır, bunu göze alamazdım. O nedenle bu düşünceyi şimdilik rafa kaldırıp etrafımdaki sohbetlere odaklanmaya çalıştım.

V A R İ SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin