Kirli Anı

KA19

Multimedya şarkı : Marshmello ft. Bastille - Happier

Hepinize sevdiklerinizle beraber musmutlu bayramlar diliyorum. İyi bayramlar!

-

Sevinçle "Zeynep!" diye bağırıp boynuna sarıldım. O da beni sarınca dudaklarım kıvrılmıştı.

Ayrılıp Boran'ın yanına götürmüştüm onu. Boran'ı göstererek "Boran, erkek arkadaşım." dedim. Gülerek Boran'la tokalaşmaya başladılar. Zeynep bizim masaya oturmak için Boran'dan izin aldığında o onaylamıştı. Yerime oturup Boran'a Zeynep'i tanıtmaya başladım. "Bu Zeynep. Çok eski bir arkadaşım." dediğimde Boran Zeynep'e dönmüştü. Zeynep "Ben Barış'la sevgili olursun diye düşünmüştüm." deyince Boran'ın çene kasları kasılmıştı. Ben de kasılmıştım. Şimdi sorulacak soru muydu bu?

"Yok canım! Neden öyle düşündün ki?" dediğimde gülmüştü.

"Nasıl gidiyordu bensiz? Neler yaptın?"

"Çok fazla bir şey yapmadım." dediğimde yine gülmüştü. "Sen neler yaptın?"

"Aynı!" diye bağırdı. Gülmeye başlamıştım. Boran'ın telefonu çalınca masadaki telefona yönlendirdim bakışlarımı. Deniz arıyordu. Boran bir bana bakıp bir de telefona bakmaya başladığında "Aç." dedim.

"Açmayacağım."

"Boran belki de konuşmak için arıyordur, açsana."

"Saçma salak davranmasaydı."

"Ben açıp konuşurum o zaman." dediğimde telefonu hızla eline aldı ve kulağına dayadı. Sırıtmaya başlamıştım. "Deniz?" deyip karşı taraftan gelen sesi dinlemeye başladı. Ben duyamadığımdan Zeynep'e dönüp omuz silktim. "Ulan Mert, neden Deniz'in telefonundan arıyorsun dingil?!"  diye bağırdığında Boran'a çevirdim bakışlarımı. "Şarjın bittiyse de arama!" deyip telefonu sertçe masanın üzerine bıraktı. "Bir gün bunu da çok pis döveceğim." diye mırıldandığında kolunu cimcikledim. "Boran, dövmek yok!" dediğimde kolunu ovuştururken kafasını salladı.

Zeynep gülünce ona dönmüştüm. "Çok tatlısınız! Nasıl tanıştınız?"

Boran "Uzun hikâye." deyip geçiştirmeye çalıştığında "Yoo değil." diyerek lafa atlamıştım. "Bir gün markete girmiştim, cips alacaktım. Ketçaplı olandan bir tane kalmıştı onu da Boran alıyordu. O sırada biraz dalaşmıştık birbirimize." dediğimde Boran bu sefer lafa atladı. "Sonra bir baktım ki beni beğenip takip etmiş sınıfıma kadar gelmiş."

Zeynep "Ne?" dediğinde "Hayır!" diye çıkıştım. "İrem'le okulumuzu değişmiştik. Boran'la aynı okula denk gelmiştik. Ve aynı sınıfa."

Zeynep "İlk kez nasıl öpüştünüz? Öpüştünüz mü?" diye sorduğunda sorunun etkisiyle gözlerim irileşmişti. Boran sırıtırken Zeynep "Kusura bakmayın, yani biraz patavatsızım da." diye kendini savunmaya çalışmıştı. Bütün kan hücrelerim yanaklarıma istila ederken Boran "Utandın.." diye mırıldanmıştı. "Utanmadım." diye çıkıştım.

"Sana kırmızı çok yakışıyor." diye dalga geçtiğinde gözlerimi devirip Zeynep'e döndüm. "Ben öptüm onu." dediğimde ikisi de şaşkınlıkla bakmaya başlamıştı. Tabii Boran Bey benden böyle bir hamle beklemiyordu. Utangaçlıktan anlatamayacığımı düşünüyordu. Kesin!

"Çok tatlı!" diyen Zeynep'e güldüm. "Senin ilk öpücük Boran'a gitti yani öyle mi?" diye sorduğunda Boran "Evet!" diyerek lafa atlamıştı bu sefer.

Bir süre sonra Zeynep sorularını sıralamaya devam etmişti. "Hande teyzeyle Yusuf amca nasıl? Demir nasıl?"

"İyiler." dediğimde "Onları da görmeye geleceğim bir ara." demişti. Kafa salladım. "Tabi ki gel."