KA47

90 7 2
                                    

Multimedya Bea Miller - Open Your Eyes

-

Elimle alnıma sertçe vurdum. "N'oluyor amına koyayım?" diye söylendim. Sesim buruk çıkmıştı. Artık yorulmuştum ama Miray'ı bulana kadar durmaya da niyetim yoktu. Korkuyordum da.. Ona bir şey olabilme ihtimali beni çıldırtıyordu. Mavilerine bir daha bakamama ihtimali, kokusunu bir daha alamama, o güzel sesini bir daha duyamama ihtimali canımı her şeyden fazla yakıyordu.

"mesut olabilir mi bunu yapan?" diye sordu Demir.

"Hani onu tehdit etmiştin? Hani cesaret edemezdi?" diye çıkıştım Demir'e. Halbuki Demir de benim kadar endişeliydi Miray için, biliyordum.

"Başka kim olacak? Bir düşün, kaçıran kişi Miray'ın ismini nereden bilecek? Hadi onu biliyor diyelim, bizim Miray'la bir alakamız olduğunu nereden bilecek? mesut işte. Tehdidimi kendine yediremedi."

"mesut olsa kağıdın bir yerine kendiyle ilgili bir şey yazmaz mı? Bir ipucu falan?"

"Eğer onu tehdit etmeseydim yazardı. Ama tehdit ettiğimden dolayı yazamamıştır. Çünkü eğer yazsaydı kesin olarak onun olduğunu anlayıp direkt ailesine giderdim. Bunu bildiğinden dolayı onun yaptığından emin olmamızı istemiyor olabilir. "

"Yuh amına koyayım! N'apacağız şimdi? Hiçbir şeyden emin değiliz! Polise de gidemiyoruz! Çıldıracağım!" diye bağırdım. Demir geldiğimiz yöne yürümeye başladığında peşinden gittim.

İrem'i basamaklarda otururken görmüştük. Bizi görüp ayaklanarak yanımıza gelmişti. Meraklı gözlerle bize bakarken Demir elindeki kağıdı İrem'e uzatmıştı.

Sokağın karanlığına alışan gözlerim, uzaktan gelen arabanın farlarını görünce yanmıştı. O sırada İrem'ın yakarışları kulaklarıma ulaştı. Yanımızda duran arabadan inen Kerem hızla yanıma gelip kollarının arasına almıştı beni. Güvendiğim kollar sarıyordu beni ama sonra Miray'ın güvende olmadığını hatırlayınca bu kollara bile küfredesim geliyordu.

Kerem benden ayrıldığında İrem'e de sarılmıştı. Sonra "Polise haber verdiniz mi?" diye sormuştu. İrem elindeki kağıdı Kerem'e verince yüzü değişmişti Kerem'in.

"mesutun evine gidelim. Ebru teyze bana adresi vermişti." dedi Demir. "Ağızlarını arayalım. Hatta uzakta bir yerde başka evleri de varsa oranın adresini öğrenelim."

"Tamam gidelim." diyen İrem'i Kerem durdurmuştu.

"Güzelim sen burada kalsan?"

"Hayır kalmayacağım! Kalabalık olmamız her şekilde daha iyi, hatta Helin'i de alalım. Miray benim kardeşim. O kötü bir vaziyetteyken sizden ayrılmam!"

"Hande teyzeyle Yusuf amca ne olacak?" diye sordum yeniden.

''Onlara Helin'le kalacakmış diyelim şimdilik. Helin'i tanıyorlar, şüphelenmezler." dedi Kerem.

"Emin miyiz?" diye sordu Demir. Kerem kafasıyla onaylamıştı.

Demir "İyi o zaman bekleyin ben haber verip geleyim." dedi ve hızla apartmana girdi.

-

Şerefsizin evinin önündeydik hepimiz. Helin, Barış, Mert ve Deniz'i de almıştık. İrem haklıydı, ne kadar kalabalık olursak o kadar iyiydi.

Demir önden ilerleyip kapıyı tıklatmıştı. Ebru teyzenin yeğeni Asya açmıştı kapıyı. "Aaa! Bu ne büyük sürpriz!" deyip içeri geçmemiz için yol vermişti.

İçeri geçtiğimizde Ebru teyze bizi karşılayıp oturmamızı istemişti. Helin, Demir, Kerem ve İrem bir koltuğa otururken ben de Mert, Barış ve Deniz'le birlikte öteki koltuğa oturmuştum.

Kirli AnıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin