Multimedya benden size Cem Karaca - Bu Son Olsun
-
Ben Boran'ın saçlarını okşamaya devam ederken yavaşça başını kaldırmıştı. Tamamen doğruldu ve ayağa kalktı. Ayakkabılarını çıkardı. Ne yaptığını anlamaya çalışıyordum.
"Hadi sen de çıkar ayakkabılarını." dediğinde şaşkınlıkla dikmiştim gözlerimi üzerine.
"Gerçekten mi?" diye sordum büyük bir mutlulukla. Kafasıyla beni onayladığında hemen ayakkabılarıma uzandım ve onları çıkardım. Çantamı omzuma geçirerek ayağa kalkmıştım. Çıplak ayaklarım sıcacık kumların arasında mayışmıştı.
Boran elimden tutup boşta kalan eliyle de ayakkabılarını tutmuştu. Ben de aynısını yaptığımda yürümeye başladık. Adımlarımız ıslak kum ve ardından da suyla buluştuğunda neşeli bir kahkaha atmıştım. Kıyıya vuran deniz ayaklarımızı ıslatıp bacaklarımıza sıçrıyordu.
"Bunu daha önce hiç yapmamıştım!" dedim gülerken. Saçlarımızı deli gibi savuran rüzgardan dolayı sesimi hafifçe yükseltmek zorunda kalmıştım.
"Ben de!" dediğinde minik bir kahkaha daha atmıştım. Gerçekten de yapmamış mıydı? O da ilklerini seninle yaşıyor Miray...
"Çok yüzesim geldi.." diye mırıldandım. Ben onun bunu duymamış olmasını umarken Boran "E yüzelim?" demişti sorarcasına.
"Dalga geçme!"
"Aksine ben ciddiyim." dediğinde durup suratına bakmıştım. O da durmuştu haliyle. Boran "Gerçekten ba.." derken "Miray!" sesiyle lafı bölünmüştü. İkimiz de sese döndüğümüzde bize doğru gelen birkaç kişiyi görmüştük. Bu birkaç kişi gelip tam karşımızda durduklarında onların aslında eski lisemden arkadaşlarım olduklarını anlamıştım. Boran'ın soran gözleri onlarla benim aramda mekik dokuyordu.
"Miray, bu ne büyük bir şans! İstanbul büyüktü hani. Seninle burada karşılaştık.." demişti ismini hatırlamadığım ve çok da samimi olmadığım kızlardan biri.
"Değil mi ya evet!" dedim gülerek.
"Selam Miray." diyen Cem'e döndüm. Cem'in adını neden hatırlıyorsun Miray? Cem'in adını hatırlıyordum çünkü sürekli peşimden koşuyordu. Aşıktı bana.
"Selam."
"Neden hiç arayıp sormadın bizi?"
"Siz neden aramadınız?" diye çıkıştım.
"Hâlâ Barış'tan hoşlanıyor musun?" diye sormuştu dan diye. Konunun Barış'tan sonra Cem'e geleceğini çok iyi biliyordum.
"Hayır ama ne alakası var şimdi Cem?" diye çıkıştım yeniden.
"Yani artık beniml.."
"Arkadaşlar sizi Boran'la tanıştırayım." diyerek Cem'in lafını kesmiştim. Boran'ın bunları bilip sinirlenmesine hiç gerek yoktu. "Erkek arkadaşım." dediğimde Cem'in suratı asılırken kızlar gülmeye başlamıştı. Boran hepsiyle tek tek tokalaşmaya başlamıştı.
"Vay be Miray. Bu günleri de görecekmişiz demek ki." dedi kızlardan biri. Yalandan gülümsemiştim. "O zaman bir dahakine görüşürüz artık. Biz yolumuza devam edelim." demişti ardından ve yanımızdan uzaklaştılar.
"Şu Cem dediğin, ne iş?" diyen Boran'a döndüm. Kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu.
"Bir şey değil." diye geçiştirmeye çalıştığımda "Miray.." demişti uyarıcı bir ses tonuyla. "Eskiden aşıktı bu bana. Ama böyle çoook eskiden." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirli Anı
Romanceİçindeki yarayı bastırabildiği gibi dışındaki yarayı da bastırabilir mi bir insan? Unutabilir mi böylesine bir yaraya sahip olduğunu, yaşadıklarını, gördüklerini? Unutabilir mi tüm bunların nasıl hissettirdiğini, acı hissettirdiğini ? +++ Hayattan g...