Multimedya bölüm şarkısı : Imagine Dragons - Demons
-
Yemek yedikten sonra büyükler salonda otururken biz de arka bahçeye çıkmıştık. Akşamın esintisi beni üşütmeye yetmişti.
"Ben sana düğün davetiyesini vermiş miydim.?" diye sordu Helin. Yine kim evleniyordu?
Sorarcasına kafamı salladığımda gülmüştü. "Gökhan'la Elif'in düğünü birkaç hafta sonra. Size de davetiye yolladılar."
"Öyle mi?" dedim sevinçle. Çok tatlı bir çiftlerdi. "Çok heyecanlandım." dediğimdeyse yine gülmüştü.
Az ileride sigara içmeye çalışan Boran, Kerem ve Demir üçlüsünü görmüştüm. "Bu gerizekalı Boran'a sigara yasak değil mi?" diyerek Helin'e döndüm.
"Sence o bunu aldırır mı?" dediğinde oflamıştım. Haklıydı. Ne desem diyeyim Boran yine kendi bildiğini okuyacaktı. "Demir çok içer mi sigara?" diye sormuştu. Sırtımamaya çalışırken "Hayır." dedim.
"Ne sırıtıyorsun Miray?" Of! Sırıtmış mıydım?
"Bilmeden oldu." dedim.
"Vallahi Boran'la aynısın." dedi. Ardından da "Ya da üzüm üzüme baka baka karardı." diye ekledi. Kahkaha atmıştım.
"O salak bir kere. Ben öyle miyim?" dediğimde cevap vermemişti. "Helin 'hayır değilsin' desene!" diye cırlamıştım. Bu sefer o kahkaha atıyordu.
-
Mert'ten:
"Ağzına sıçtığımın kolu. Bu kol da bozuk. Değişek mi?" diye çıkıştım. Boran sinirle bana döndü. "Mert üçüncüye kol değişiyorsun. Bozuk değiller. Sen kötüsün." deyip ibnece sırıttığında oflamıştım.
"Oynamayacam."
"Piçe bak. Siktir git." dedi Boran malı.
"Gitmek istemiyorum. Daha mutfağa uğrayacağım." dediğimde sabır çekmişti.
"Doktora da bir uğra. Boş olan kafatasının filmini çeksin, baksın."
"Ha ha ha." diyerek sahte bir gülüşle dalga geçtim. Oyunu oynadığımız koltuktan kalkıp Boran'ın odasından çıktım. Aşağı kata inince direkt mutfağa yönelmiştim tabi ki.
Mutfağa girip eve az önce gelen Helin'i orada görünce çığlık atmıştım. O da benim çığlığıma çığlıkla karşılık vermişti. "N'apıyorsun Mert?!" diye bağırdığında aniden çığlığımı keserek "Çok iyiyim elhamdülillah. Sen n'abıyon?" diye sorusuna cevap vermiştim. Elini, her sene karne notlarımı gören annem gibi alnına çarptı.
"Onu mu diyorum ben? Of, neyse!" deyip tekrar tezgaha döndü. Hareketlerini hızla ve sinirle yapıyordu.
"Çığlık atmama mı bu kadar sinirlisin?" diye sordum masumca. Zaten masum bir insandım da neyse...
"Hayır, sana değil." dedi biraz daha yumuşak olmaya çalışırken. "Öylesine."
"Hadi anlat." dediğimde Boran malı yanımıza gelmişti.
"Mert yürü lan gidiyoruz."
"Nereye gidiyoruz yine?"
"Deniz çağırdı." dediğinde mecbur hareketlenmiştim.
"Görüşürüz Helin'cim. Geleceğim yine sana." diyerek Boran'ın peşine takıldım.
"Şu her zaman gittiğimiz mekana git. Orayı demiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirli Anı
Romansaİçindeki yarayı bastırabildiği gibi dışındaki yarayı da bastırabilir mi bir insan? Unutabilir mi böylesine bir yaraya sahip olduğunu, yaşadıklarını, gördüklerini? Unutabilir mi tüm bunların nasıl hissettirdiğini, acı hissettirdiğini ? +++ Hayattan g...