Bölüm şehir dışında olduğum için biraz (hatta çok) geç geldi. Kusura bakmayın beklettiğim için üzgünüm <3
İyi okumalar!Multimedya : MirAn
-
"Ne demek adı Çağlar?!" diye patladığımda yerinde sıçramıştı. "Ne Çağlar'ı? Ne diyorsun? Düzgün konuş! Olmaz. Olamaz! Allah'ım bu bir kâbus ise lütfen uyanayım.."
"N'oluyor Miray?" dediğinde dikkatimi ona verdim.
"Çağlar çok tehlikeli biri. Zaten tipinde hayır yok. Onu sevemezsin." Dediğim şeyle kaşları kalkmıştı şaşkınlıktan. Beren "Miray Çağlar'ı tanımıyorsun bile." deyince bir an durup kendime düşünmek için zaman verdim. Aynı Çağlar'dan bahsetme olasılığımız yüzde kaçtı acaba? "Soy adı ne?" diye sordum.
"Sevim." deyince rahatlıkla uzun bir "oh" çekmiştim. Aynı kişi değillerdi. "N'oluyor?"
"Bizde de bir tane Çağlar var. Bir görsen var ya gerizekalının önde gideni. Sen de Çağlar deyince aklıma ilk o geldi."
"Çok alemsin Miray ya." deyip gülmeye başladığında ona eşlik ettim.
Demir odanın kapısı çalıp açtıktan sonra odaya girmişti. Kanepede yanıma oturup "Hani Miray üstünü değiştikten sonra geliyordunuz? Beni niye yalnız bıraktınız orada?" diye yakınınca kıkırdamıştım.
"Biraz dedikodu yaptık ne var?" dediğimde sabır çekmişti.
Beren "Miray Boran'ı anlattı bana." deyince hızla ona dönmüştüm. Gözlerim irileşirken kaşlarımı kaldırıp indirerek "hayır" işareti yaptım. Demir, son yaptığı şeyden dolayı Boran'a hâlâ sinirliydi.
Demir bana döndüğünde tedirgince döndüm ben de ona. "Hâlâ görüşüyorsunuz yani?"
"Görüşüyoruz tabi ki Demir."
"Çağlar'ın durumu peki?" diye sorunca ağzımı aradığını fark etmiştim.
"İyi. Boran pişman olup gerekli kişilerle konuştu zaten. Hem bayağıdır kimseyi dövmüyor." deyip şirince sırıtmaya çalıştığımda gözlerini devirmişti.
"Bir daha öyle bir ana tanık olursam direkt babama giderim ona göre." dediğinde kasılmama rağmen sırıtmaya devam ettim. Güzel tehdit etmişti. Beren "Bir dakika.." deyince ona dönmüştük ikimizde. "Olay ne? Bana da anlatın."
"Bir şey yok. Demir Boran'ı pek sevmiyor." dediğimde "Boran kendisini sevmeme engel oluyor." diyerek lafa atlamıştı Demir. Bu "ben onu sevmeyi denedim ama o hep batırdı" demek oluyordu sanırım.
Demir "Aman! Klasik abi dramı işte." diyen Beren'e "Ne alakası var kızım!" diyerek atarlanmıştı. "Herkes haddini bilecek!" deyip ağır abi tavırlarıyla ayağa kalktı ve işaret parmağını sallayarak odadan çıktı. Arkasından gülmeye başlamıştık.
-
Çantamı sıraya fırlattıktan sonra oturdum ve kafamı da sıraya koydum. Yanıma oturan İrem "Uyku hastası." diye mırıldanmıştı. Omuz silkip gözlerimi kapattım. Dersin başlamasına beş dakika falan vardı. Ve ben bu beş dakikada bile o kadar güzel uyuyabilirdim ki...
Arkamızdaki sıradan gıcırtı sesi gelince Boran'ın geldiğini anlayıp kafamı kaldırmıştım. Arkama döndüğümde Boran'ın bakmaya doyamadığım yüzüyle karşılaşmak yerine Mert'in olmayan yüzüyle karşılaşmıştım. Yüzsüzdü, evet.
"N'apıyorsun bu sırada?" dedim ciddi kalmaya çalışırken.
"Canım sıkıldı." dedikten sonra aniden ayaklanınca irkilmiştim. Ayakta sendelerken sırıtmaya başladı. "Ben de sıranı ısıtıyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirli Anı
Romanceİçindeki yarayı bastırabildiği gibi dışındaki yarayı da bastırabilir mi bir insan? Unutabilir mi böylesine bir yaraya sahip olduğunu, yaşadıklarını, gördüklerini? Unutabilir mi tüm bunların nasıl hissettirdiğini, acı hissettirdiğini ? +++ Hayattan g...