Umarım beğenirsiniz. Sizleri çok çok çok çok çok fazla seviyorum. Hatta yıldızlar kadar, evren kadar çok seviyorum.
Saatler şu an 19.00 ve okumak için mükemmel bir atmosfer! Dilerim hepiniz bu saatte denk gelirsiniz :)
Oy ve yorum bırakmayı unutmayın.
İyi okumalar...
***
Okuldan çıkmış öylece yürüyordum. Korna sesiyle sağ tarafıma döndüm. Yağmur son ders kaçmıştı çünkü başı ağrıyordu. Gelebileceğimi söylesem de devamsızlığımın dört gün olduğunu ve altı günümü boşa harcamamam gerektiğini hatırlatmış ve gerek olmadığını söylemişti. Bende bu yüzden tek dönüyordum. Ta ki Kaan arabasına atlamamı söyleyene kadar. Yağmur yağacak gibiydi ve benim ıslanmaya niyetim yoktu. Hızla binip kapıyı örttüm.
-Eee nereye Nisan hanım? Bara? Kulübe? Ya da dur, en iyisi-
-Ben evi tercih ederim.
Dediğimde sırıtıp yola döndü.
-Çok sıkıcısın.
-Bugün olanlardan sonra tek dileğim evime girip dinlenmek.
Dediğimde kafasıyla onayladı.
-Cidden çok şey oldu. Mesela her gün bana en az otuz sekiz kız bakardı bu gün yirmi iki kişi baktı. Ve içlerinden üçü erkekti! İnanabiliyor musun ya?
Dalga geçtiğini bildiğimden güldüm ve kafamı olumsuz anlamda sallayıp başımı cama çevirdim. Yağmur atıştırıyordu. Kırmızı trafik ışığı yanınca durmuştuk. Radyoyu açtığında şarkıyı dinledim. Çok kısık çalması atmosfere ayrı bir hava katıyordu.
"Ben senden beni sevmeni istemedim ki,"
Diyordu şarkıda. Ve ekliyordu.
"İstedim sadece hiç kimseyi sevme."
Ben Göktuğdan beni sevmesini istiyordum oysa... Ve de bir başkasını sevmemesini elbette. Sevgi benim gözümde çok başkaydı. İnsan severken ölebilirdi de ama yaşadığını daha fazla hissederdi. Zamanla, sevdiğin kadar kaybedersin ruhunu.
İşte ben sevgiyi böyle anlatırım herkese. Sevdiğin kadar kendini kaybedersin der ve bırakırım. İşte bu yüzden sevmek cesaret isterdi.
-Sana yalan söylediğim için kırgın mısın?
-Hayır. Beni gecenin köründe uyandırdığın için kızgınım.
Dediğimde güldü.
-Göktuğla orada kaldığında ne hissettin?
Kafamı karşımdan çekip ona baktım.
-Korktum. Heyecanlanmam gerekirken korktum. İçimden kendi kendimi suçladım.
-Cidden çok seviyorsun öyle değil mi?
Hiçbir şey diyememiştim. Ne diyebilirdim ki? Gülümsedim ve kafamla onayladım.
-Neden şirketi bu kadar çok istiyorsun anlamıyorum. O kadar para düşkünü durmuyorsun.
-Maksat para değil zaten. İş ve kariyer.
-Ailene gerçeği söylediğin zaman üzülmeyecekler mi?
-Söylemeyeceğim ki.
-Doğru ya. Ayrıldığımızı söyleyeceksin.
Kafasıyla onayladı. Alayla gülüp yola döndüğümde bana bakış atıp geri önüne döndü.
-Sorun ne?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Modern Zaman Masalı
Teen Fiction"Güneşin etrafında dönmesini istiyorsan yörüngesinden çıkmamalısın." ... Sinirle kabanımı yere attım ve bağırmaya başladım. Göz pınarlarım yine açılırken ağlamam şiddetlenmişti. -Bana söz vermiştin! Sinirle bana döndü gözleri. O an gözlerinin dah...