12. Bölüm: Senden önce senden sonra

185 26 60
                                    

İyi okumalar...

Medya 1 tam Kaan ve Nisan! Birbirlerini kurtarıyorlar.

***

Bu hayatta uyuz bir Kaan Güzoğlu'ndan daha kötü bir şey varsa o da iki uyuz Kaan Güzoğlu'dur. Bunun sebebi ise otoparkta ilerlediğimizde Kaana bakan onlarca kişiydi. Kaandan iki tane olsa da birisi onların dikkatini dağıtırken diğerleri yan yana yürüdüğümüz için bana kötü kötü bakmasa. Sarılmamız aklıma geldikçe utanıyor ve gözlerimi kaçırıyordum. O ise bu hallerime sırıtıyordu. Daima demiştik... Daima beraberiz... Bu düşünce içimi huzurla kaplarken ilerlemeye devam ettik.

Okul binasına doğru ilerlerken Kaan sırıtarak bir kıza göz kırpmıştı.

-Heykel Kaan kırp o gözünü bayılsın bütün herkes.

Dedim şiirsel bir şekilde. O sırıtırken gülüp bende önüme döndüm. O bana sardunya diyordu bense heykel Kaan. Bunun sebebi onun kendisine bunu demesiydi. Ama ben dalga geçmek amaçlı desem de cidden vücudu özenle oyulmuş heykeller gibiydi. Çene kemiğine bile bir heykeltıraşcı heykelini yapsa günlerini harcayabilirdi.

-Kaan.

Duyduğum ses kalbimi hızlandırırken bize doğru gelen Göktuğa baktım. İşte bir heykel daha.

Sakin ol Nisan.

Ve işte bir Kaan Göktuğ selamlaşması daha başlamıştı.

İkisine de baktım. Sanki evlatlarıyla gurur duyan ana gibi hissediyordum kendimi.

YAĞMUR'DAN

Gözüm Okanı ararken birden yüzüme kapanan ellerle nefes alamamıştım. Zorla elini çekip Okana döndüm sinirle.

-Amacın gözlerimi kapatmaktan ziyade beni boğmaktı sanırım.

Sırıttı ve sırama oturup başını kaldırıp bana bakmaya başladı.

-Deme öyle Yağmur aşkım, ben senin gözlerinde hep boğuluyorum.

Şaşkınca ona bakarken o ise sırıtıyordu. Ciddi miydi? Sanırım hayır. Ama şuana kadar inkar da etmedi. Peki kalbimin hızlanması neye dahil? Sinirle omzuna vurunca kaşlarını çatıp acıyla omzunu sıvazladı.

-Biz iltifat edelim hanımefendi omzumuza tekme tokat girşsin.

Dayanamayıp kıkırdarken o da güldü. Okan'ı anlamak zordu. Çünkü Okan'ı anlamak için Okan olmak gerekiyordu. Biraz deli, fazlasıyla neşeli ve de eğlenceli. Onu itekleyip yan tarafa kaydırdığımda bende kendi sırama geçtim. Kaan ve Nisan daha gelmemişlerdi. Yine ne iş çeviriyorlarsa...

Elimi yanağıma koyup kalemi dudağını büzüp üstünde tutmaya çalışan Okanı izlemeye başladım.

-Bana onu anlatacağını söylemiştin.

Anlamayarak bana döndüğünde göz göze gelmiştik yine. Yine kalbime aynı şey oluyor... En sonunda anlayıp derin bir nefes verdi ve geriye yaslandı. Sınıfta tektik çünkü daha kimse gelmemişti. Bu da konuyu anlatması için iyi bir fırsattı.

-Kazayı öğrendiğimizde yıkılmıştık. Çünkü o gün o kadar güzel bir gündü ki... Arda ve Nihan yani sevgilisi, Kaanlara geldi. Ben de oradaydım. Hep beraber gülerek kahvaltı ettik. Son olduğunu bilmiyorduk...

Dedi ve yutkunup başını eğdi. O yere bakarak anlatmaya devam ederken içim sızlıyordu.

-Sonra bahçede güneşin altında kahvelerimizi içtik. Sohbet ettik. Güldük eğlendik. Hatta Nihan ve Kaan bir olup beni havuza itmişlerdi.

Modern Zaman MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin