Modern Zaman Masalı

10. Bölüm: Basketbol

İyi okumalar.

***

Hala rüyamın etkisindeyken kahvaltımı ediyordum. Rüyamda bir ayıyla sevgili oyununa girmiştik. Sanırım kutup ayılı bedduam bana dönmüştü. Ama ben orman ayısıylaydım. O ayının kim olduğunu hepimiz biliyoruz...

Kahvaltı yerine bugün annem önümüze nesquik kasesini koymuştu. Zil çalınca açan kişi annemdi. Babama ve bana kötü kötü bakıp kapıyı açtı. Otomatiğe de basıp beklemeye başladı.

-Aaa Kaan oğlum hoş geldin.

Gözlerim irice açılırken kaşığımı kaseye koyup mutfaktan çıktım ve ona döndüm.

-Hoş buldum. Şey Nisanı ben okula götüreyim dedim de.

Annem sevecen şekilde gülümseyip bana döndü.

-Kızım hadi al çantanı gel.

-Ama nes-

-Kızım çocuk burada mı dikilsin? Oğlum açsan kahvaltı hazırlayayım?

Bize nesquik vermiş ona kahvaltı teklif etmişti. Şeytan karı. Kaan kibarca reddederken ikisini umursamadan öantamı aşdım ve geldim. Biz apartmandan çıkarken ona döndüm.

-Nereden çıktı bu iş?

Sırıtarak omuz silkti. Omzu bir gün çıkacak ama ne zaman? Tama kabul bende sıkça omuz silkerim ama o selam desek omuz silkiyor. Ya omzu ondan bağımsız ya da omzuna Mahmut Tuncer'in halay ekibi kaçmış. Bence de ikinci seçenek daha mantıklı.

-Centilmen olmak suç mu? Bak gecikmeyelim diye kahvaltı teklifini de reddettim, midem şuan isyanda.

-Dürüst ol.

-Tamam basketbol seçmelerine gireceğim ve ilk ders başlıyor. Gecikirsem alınmam.

-Benimle alakası ne?

Sırıttı ve kolunu omzuma koydu. Koluna yapmayı planladığım canice planları düşünürken sesiyle bakışlarım tekrar kolundan gözlerini buldu.

-Çünkü seninle uğraştıkça neşeleniyorum ve neşelendikçe iyi işler başarıyorum.

Arabaya yerleşirken o motoru çalıştırdı. Defalarca binmeme rağmen yeni aklıma gelen soruyla dehşetle ona döndüm ve o soruyu sordum.

-Ehliyetin var mı senin?

Kahkaha atınca tedirgince kemerimi taktım.

-Yüz ifaden çok komikti.

O gaza basarken ben hala aklımdaki soruyu düşünüyordum.

-On sekizim unuttun mu? Geç yazıldım bir yıl.

-Kesin sen birinci sınıfta da kızların saçını çeken tiplerdendin.

Sırıtışı devam ederken yola bakarak konuştu.

-O zamanlarda da çapkındım. Silgi isteme ayağına her kızı takardım peşime. Hey gidi günler hey...

Bende gülerken önüme döndüm. Hava bugün güneşliydi. Yani bu demekti ki coğrafya yazılısı dışında günümüz güze geçebilirdi. Beden dersinde bahçede de olabilirdik. Kaan'ı küçücük bir çocuk olarak hayat ettim. Yine aptal sırıtışıyla kızları tavladığını falan.

Okula geldiğimizde kemerimi çözüp indim ve okula girdim. Kaan da peşimden gelirken bahçedeki çoğu kız bize dönmüştü. Tamam daha çok Kaan'a. O kitaplarda olduğu gibi bana kötü kötü bakan iki üç kıza rastlamıştım. Tabi ki de kötü bakışlarımı onlara yollayarak karşılık vermiştim. Alın sizin olsun Kaan'ınız. Götuğcuğuma görünmeyin yeter.