Modern Zaman Masalı

26. Bölüm: Yıldızların altında

Helööö...

Öncelikle şunu söylemek istiyorum, bu bölüm Kaan ve Nisan didişmesi olmadı. Daha faeklı sahneler olu ama diğer bölümlerde eğlenmeye devam enfkfkfmf.

Bölüm benim en favori bölümüm oldu. Umarım siz de beğenirsiniz.

Sizleri çök seviyörüm.

Oy ve yorumda bulunmayı unutmayın.

İyi okumalar.

"Sevmek günah değildir, yıldızların altında..."

***
(26. Bölüm)

Kaan. Kaan Güzoğlu. Kaan Güzoğlu kimdir? Kaan çapkın. Kaan yardımsever. Dengesizin teki.

Kafamın içindeki o fısıltılı ses susmak bilmezken zile bastım. Kapıyı açan hizmetliye tebessüm ederek içeri girdim ve bir umut salona yöneldim. Buradaydı. Hızla karşısında durunca bana baygın bir bakış attı.

-Yılbaşı partisi ve bütün herkes davetli. Ailen de dahil. Göktuğ ve diğer herkes. Amacın ne Kaan?

Gözlerimi kısarak sorduğum bu soruyla alayla güldü. Gündüz vakti sarhoş olmak da neyin nesiydi?

-Eğlence Sardunya. Eğlence.

Altı gün. Sadece altı gün sonra bir haltlar yiyeceğini hissediyordum. Ona yaklaşıp çenesini tuttum ve gözlerine baktım.

-Çökmüşsün sen. İyi misin?

Çenesini çekip sırıtarak oturduğu koltuğa uzandı.

-İyiyim. Ve merak etme, sen benden daha iyi olacaksın. Sadece partiyi bekle.

Kaşlarım çatılırken o gözlerini kapattı. Derin bir nefesi dışarıya verip başka bir koltuğa oturdum. Zil çalınca ikimizin de bakışları kapıya döndü. Kapı açılıp kapanma sesi gelirken Okan yalpalayarak geliyordu. Kolunun altında da Yağmur ına destek amaçlı duruyordu. Okanı koltuğa fırlatıp bana şaşkınca baktı.

-Nisan?

-Yağmur?

-Kaan neden bu halde?

Dediğinde tekrar Kaana döndüm.

-Bilmem. Okan neden bu halde?

-İçip içip kapıma dayandı. Bana aşık olduğunu söyledi. Annem duydu bende mahallenin delisi deyip kapıyı kapattım. Sonra da Nisana diye kaçtım. Partiden neden ayrıldın?

Elimle boş ver dercesine hareket yaptığımda yanıma oturdu.

-Bende hemen ayrıldım partiden zaten.

Aklımda yankılanan cümleyle dehşetle Yağmura döndüm.

-Seni sevdiğini mi söyledi!?

Kaan homurdanırken Yağmur da yüzünü buruşturdu.

-Kızım niye bağırıyorsun?

Diyen Yağmura omuz silktim. Bu omzum çıkacak ama ne zaman? Zil yine çalarken merakla dördümüz de kapıya döndük. Burak Aliyi kucağında taşıyordu. Alinin ayağına baktığımda yere akan kanları görimce çığlık atıp ayaklandım.

-Ev yakın diye buraya getirdim.

-Hastaneye götürsene!

Dedi Yağmur ve benim gibi onların yanına ilerledi. Hep beraber koltuğa bir çarşaf serip Aliyi oraya oturttuk. Çorabını çıkarıp ayağına baktığımızda bileğinin biraz üstünde kocaman bir camın saplandığını gördüm. Okan yalpalayarak kana baktı.