Herkese iyi okumalar, müzik medyadadır.
Yorumlarınızı benden esirgemeyin :) Onlar hakkında hep konuşalım.
***
- Konuşmazsan sana öyle birini getiririm ki ne olduğunu şaşırırsın geri zekâlı! Hadi!
Salvator öldürdüğü liderin geride kalan adamlarından birini sorguluyordu. Fakat bu iş devam ettikçe gerçekten de bunun kesinlikle kendi işi olmadığına inanmaya başlıyordu. Sabırsızdı ve aslında bir adama işkence yapmak, düşündüğünden daha çok mide istiyordu. Nişancılık bu anlamda çok rahattı. Bir hedef olurdu ve onun yere düştüğünü gördüğü an kenara çekilmesi yeterliydi. İşkence daha fazla kan, daha fazla kesik, daha fazla bağırış ve daha fazla yaratıcılık istiyordu. Bunun adamı suikastçıydı. Onu buraya getirmek için her şeyi yapardı. Sadece bir süre daha buna kendi devam etmek istiyordu çünkü aslında suikastçının zamanını yakalamak bir hayli zordu. Ayrıca onların yanına gitmesi gerekiyordu.
Gece boyunca bu iş devam etmişti. Adam direniyor ve sürekli inat ediyordu. Üstelik o konuşmadıkça bu işin daha büyük ve tehlikeli bir iş olduğu konusundaki inancı daha da baskın hale geliyordu. Salvator'un kraliçeye karşı kurulabilecek tüm komploları bulması, çözüp, ortadan kaldırması öncelikli işiydi. Onu korumak zorundaydı. Sarayı ve eskiden beri hizmet ettiği bu şehri korumak zorundaydı.
Salvator'un son darbesinden sonra da adam ağzındaki kanı tükürüp, cevap vermemişti. Bu yüzden nişancı iç çekerek ellerini cebine koymuş ve odadan sertçe çıkmıştı. Uykusuzdu, sabrı tükeniyordu. Üstelik efsuncunun geldiği haberi nedeniyle, ana salona gitmesi gereken saati de on dakika geçmişti. Şimdilik durmak zorundaydı. Ancak geride bıraktığı kan revan içindeki adamın nefes alıp, kendini yeniden motive etmesini istemiyordu. Bu yüzden eski nişancı ekiplerinden birinden tanıdığı ve onun istihbarat ekibine dahil olmayı kabul etmiş olan Bianos'u çıkışta gördüğünde içi rahatladı ve kısa bir gülümsemeyle duraksadı.
- Adam müthiş inatçı. Benim enerjim kalmadı, ayrıca bir işim var, benim için devam eder misin?
Bianos, Çöl topraklarına ait olduğunu fazlasıyla belli eden bronz teni, ve parlak cildiyle, yakışıklı bir adamdı. Kahverengi gözleri keskin ve sertti, fakat eğlenmesini bilirdi ve her zaman güvenilirdi.
- Ah! En sevdiğim. Tabii dostum, her zaman. Bir şey öğrenirsek haber uçururuz.
- Bir şey öğren Bianos, rica ediyorum, bitsin bu saçmalık.
Bianos, gülümserken, salvator'un bıkmış olduğu için çökmüş omuzuna hafifçe dokundu. Sakinleştirici ve güven verici bir dokunuştu. Salvator, adamı, arkadaşına emanet ederken hızlı adımlarla koridordan çıktı.
***
- Nerelere geldiğine bir bak, bunu görmek için sabırsızlanıyordum Athena.
Rafael başıyla hafifçe ve ağır başlı bir şekilde selam verirken, hafifçe gülümsemişti. Bu, içeri girdiği andan itibaren sunduğu ilk gülümseme olabilirdi fakat bu bile onu görsen bile emin olunamayacak kadar hafifti. Kaşmir, şüpheyle kalkan kaşını indirip, buz fırtınası kadar keskin bir şekilde mavi gözlerini kıstı. Burada neler döndüğünü bilmiyordu ama içi hiç rahat değildi.
- Vay canına, adamın dili çözüldü.
Kaşmir iğneleyici bir şekilde konuşunca, hırsız da ters bir şekilde ona bakmıştı. Bunu görmezden gelerek, gözlerini Rafael'den ayırmadan bekleyen suikastçı, bir tepki almayı umuyordu. Yine de druid ağzını yeniden açmadı. Yerine Athena kollarını bağlayarak konuşmaya başlamıştı. Belki de onunla ilgili sevmediği ve delicesine öfkelendiği tek şey buydu. Kendini beğenmiş ve tepeden bakan şu ifade. Kaşmir'in beğenmediği bir tepkisini gördüğü her an yaptığı gibi. Bunun tavrının onun üzerinde yarattığı etkisi değildi sevmediği. Onu ilk fırsatta, tepkisinden dolayı suçlamasıydı. Kaşmir meydan okurcasına bakışlarını hırsızın koyu yeşil kahve gözlerine çevirdiğinde, sessizlik sıkıcı bir nem gibi odaya çöktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çöl Hırsızları 2 - "Buz Mavisi Gölge" (Devam Ediyor)
خيال (فانتازيا)Çöl Hırsızları birinci kitapta Beyaz Prens ve diğerleriyle savaşarak, Çöl Şehri'nin hakkı olan varisi bulmasına yardım eden ekibimizi bu sefer daha da karanlık anlar bekliyor. Athena yönetimi anlamaya çalışıp, kendini dış şehirlere kabul ettirmeye...