19. Bölüm "Jess"

148 20 6
                                    


Artemis her zamanki gibi bütün kibriyle koltuğunda oturuyordu ve Çöl Şehri için bu kral ve ataları her zaman baş belası olmuştu. Şimdi de farklı değildi. Büyücülerle her zaman çok yakın olmuş olmalarının etkisi, kanlarında büyü olmasa da dünyanın çok üstünde güçlere sahip olduklarına inanırlardı. Anlaşma yaparlardı ve bol bol söz verirlerdi. Ancak bu verilen sözleri tutma konusunda ünlü değillerdi. Yaptıkları anlaşmalara uymak konusunda da çok ünlü sayılmazlardı. Artemis de ailesinden farklı olmadığını çoktan ispatlamıştı.

Ancak onun için çıkar önemliydi. Ne kazandığı ve neden ihtiyaç duyulduğu konusunda hassastı. Ona bedava hiç bir şey yaptırmak mümkün değildi. Üstelik kazanacaklarını almadan da hareket etmezdi. Tıpkı son dönemde kraliçe Helen ile yaşadıklarında olduğu gibi. İşine yarayacağına inandığı son ana kadar onunla çalışmıştı. Ancak işler düşündüğü gibi ilerlemedikçe daha da gerilemiş ve sonunda ona ihanet bile etmişti. Ancak verdiği sözleri tutmama huyuna rağmen, ona verilen sözlerin tutulmaması konusunda fazla hassastı. Başlarına açtıkları onlarca dert yetmiyormuş gibi bir de fırsatçılığı ile mücadele etme konusu Kaşmir'i en çok rahatsız eden konuydu.

Şimdi karşısındakileri gördüğündeki şaşkınlığına rağmen kibrinden hiç bir şey kaybetmiyor ve yayılmış oturduğu kraliyet koltuğunda oturmaya devam ediyordu.

— Bu kadar olay yaratmanız ne acı çocuklar. Gelmeden haber verseniz daha rahat ederdik.

Kaşmir bir adım öne çıkmışken, Talya onu bileğinden yakaladı. Dişlerinin arasından sadece onun duyacağı şekilde konuşmakta bulmuştu çareyi. "Sakin ol suikastçı, önce çok sakin ol" derken, Kaşmir de iç çekerek, dediğini yapıp, daha fazla ilerlememişti. Ancak buz mavisi gözlerinde öfke griliği konuk etmiş, yumrukları sımsıkı sıkılmıştı.

— Pekala Artemis, şu büyücünü çağırıp, yaptığı şeyi değiştirmesini rica edebilir misin? Sonra seni rahat edeceğin bir günde, kendinle baş başa bırakacağız, söz.

Artemis gülümserken, gerinerek arkasına yaslandı. Büyücüleri onunla çalışırdı ve sunduğu işleri yapmayı tercih edebilirlerdi ancak hiç bir zaman onlara sahip değildi.

— Üzgünüm suikastçı ne yazık ki büyücülerim özgürler. Sözümü dinletme konusunda yetenekli sayılmam. Üstelik burada kalmadıklarını düşünürsek, şu an herhangi bir yerde de olabilirler.

— Oyun oynamaya devam edecek miyiz? Çünkü seni kendi mekanında tehdit etmeyi hiç istemesem de, mağaraları başının üstüne yıkabileceğimi bilmeni de çok arzu ederim.

Artemis yavaşça ayağa kalkarken, tek kaşı da yüzünün gerildiğini açık etmeye başlamıştı bile. İçeri girdiklerinden beri ilk kez o da rahatsız olmuştu ve aşırı sakin tavırları da nihayet sonlanmıştı. Kaşmir sadece bununla bile rahatladığını hissetti.

— Hiç bir zaman suikastçılarla politika yapılabileceğine inanmamıştım zaten.

— Evet çünkü ben suikastçıyım. Ayrıca nişanlımın hafızasını neden aldığını da çok merak ediyorum.

— Kraliçelerin, temiz bir zihne ihtiyacı vardır suikastçı. Temiz bir zihne ve yönetime daha iyi adapte olabilir hale gelmeleri için zamana. Ben, bunu onun için hızlandırdım. O süreçte arada kendine yer bulmak sana kalmış. Çok üzgünüm.

Suikastçı bir adım daha atmak üzereyken kapının yeniden açılmasıyla olduğu yerde kaldı. İçeri giren adamın üzerindeki deri pantolon ve bol bordo gömlek, onun ne olduğunu anlamaları için bir ipucu vermiyordu. Çarpık gülümsemesi ve bembeyaz teni üzerindeki kuzgun rengi kaşları ile saçları öylesine büyük bir zıtlık yaratıyordu ki, gözlerinin bal rengi ışıltısı bile daha az fark ediliyordu. Saçlarından elini geçirip, içeri girerken, suikastçıya bakmaya devam etmişti. Kaşmir, yüzündeki ifadesizliğin öfkeli bir hale dönüştüğünden emindi ama hareket etmeden bekledi.

Çöl Hırsızları 2 - "Buz Mavisi Gölge" (Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin