8. Bölüm "Arsen"

184 27 43
                                    

Herkese selam tatlı okurlar :) 

Artık aksiyon da başlarken, herkesi yorumlara ve duygularını da benimle paylaşmaya davet ediyorum. 

Sizleri seviyorum, şimdiden iyi okumalar....

***

Karanlık, rüzgarın nereden geldiğini görebildiği, kötülüğün nerede durduğuna emin olduğu ve yolunu daha rahat keşfettiği yerdi. Küçüklüğünden beri başkalarının kendi kadar rahat edemediğini bildiği, güvendiği bir dosttu. Şimdi de pek farklı sayılmazdı. Çünkü suikastçılarn hepsi bir şekilde karanlıkla iyi anlaşıyor gibi görünse de bazılarıyla daha özel bir arkadaşlıkları olurdu. Kaşmir, gözlerinin ona sunduğu tek büyük avantajla yer altında loncaların sokaklarında ilerlerken de buna güveniyordu.

Kendisine karşı bir işler çevrildiği konusunda elbetteki şüpheleri vardı ancak yine de Salvator'dan duyduğu şeyden sonra kendisini daha huzursuz hissediyordu. Çünkü aslında işin sadece kendiyle ilgili olduğunu düşünmek biraz onu rahatlatıyordu. Fakat bu, sarayı yani Athena'yı da kapsıyordu. İş böyle olunca, bekleyemezdi.

Suikastçılar için sabahın bu saatleri uyku için daha uygundu bu yüzden yer altı yaşamıyormuş ve henüz geceye girmiş gibi karanlıktı. Kendisi sadece bir kaç saat uyumuştu ve efsuncunun yola çıkmaları gerektiğini söylemesiyle bu işi bir an önce halletmesi gerektiğini düşünmüştü. Bu yüzden istese de daha fazla uyuyamayacağını ve bir şekilde huzursuz olacağını biliyordu. Hırsız bıraktığında uyuyordu. Ona dokunmamıştı. Bu işi de bir an önce halledemeyeceğinin farkındaydı fakat denemesi gerekiyordu. Yani en azından başlamalıydı. Sonrasını Gabriel'e emanet edecekti. Zaten sırf bu yüzden de onunla da gitmeden önce konuşması gerekecekti.

Kaşmir loncanın dışa açılan pervezlarından kendini yukarı çekerek, önce katları kontrol etmek için hareketlendi. Gizli bir iş yapılıyorsa, bu saatler tam da zamanıydı ve onların görülmeyeceğini sandığı karanlıklar, onun için güneşli bir gün kadar aydınlıktı.

İlk kat hiç bir şey yoktu. Bu kat normalde de toplantılar için kullanılan minik odalardan oluşuyordu. İkinci kata kendini çektiğinde yine zorlanmadan bunu yapmıştı çünkü kendini bildi bileli işi, bedenen her engebeye karşı dayanabilmekti. Bu yükseklikler de onun için hiç çaba sarf etmeden halledebildiği şeylerdi. Hatta bu, hoşuna bile gidiyordu. Yukarı çıktıkça özgürleştiğini hissediyordu ve sırf bu yüzden şehirde çatıları da bir hayli seviyordu.

Bir üst kata çıktığında, aslında karşılaştığı manzara tam da beklediği şey değildi. Fakat orada olması gerekenler yerlerinde yoktu ve bu saatte dışarıda olan tüm sükastçılardan bir şekilde şüphe duymaya hakkınız olurdu. Kaşmir, buz mavisi gözlerini kısarken, içeriye biraz daha dikkatli baktı. Yavaşça yanında getirdiği maymuncuğu çıkararak pencereyi hızlı ve sessizce açıp, içeriye itti. Odadaki neredeyse tüm yataklar boştu. Bir kişi hariç. Bu, bir kişinin neden dışlanmış olduğunu anlamak zordu çünkü genel de gizli işler aynı odayı paylaşan tüm ekiplerce yürütülürdü. Çünkü işin sonunda gizliliğin de gizliliğinin olması gerekiyordu. Bu konuda hassas olanlardan biri de Josephen'di. Fakat şu an burada olması gerekirken, başka işlerin peşinden gittiği bir hayli açıktı.

Kaşmir yavaşça kendinden emin bir şekilde uyuyan çocuğa doğru ilerledi. Aslında hemen hemen 16 ya da 17 yaşlarında olmalıydı. Onu, bu işe dahil etmeme sebepleri bu da olabilirdi fakat suikastçılar için bu yaş zaten bir hayli büyük bir yaştı. Sapsarı saçları şimdilik sarı kirpikleri üzerine düşmüştü. Bir suikastçıya göre de huzurlu uyuduğunu görebiliyordu. Bu, büyük bir hediyeydi. Daha kaç yaşına kadar bu şekilde uyuyacağını merak ediyordu.

Çöl Hırsızları 2 - "Buz Mavisi Gölge" (Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin