CANHIRAŞ

17. Bölüm

Gökyüzü bir şeye sinirlenmiş ve tüm hıncını yeryüzünden çıkarmak ister gibi tüm silahlarını kullanıyordu. Önce şiddetli bir rüzgar esmiş sonra bardaktan boşalırcasına yağmur yağmaya başlamıştı. Şuan ise hem rüzgar esiyor hemde yağmur yağıyordu. Büyük ihtimal çoğu yeri su basmıştır.  

Dosyalarımı düzenledikten sonra Mert'e mesaj attım. Aslı'ya durumu bildiren mesajı attıktan sonra Mertte bana beş dakikaya burada olacağını bildirmişti. Son danışanımı uğurladıktan sonra ona mesaj atmıştım, kırk dakika geçmişti o mesajdan sonra. Cevap vermeyince tekrar mesaj atmıştım ve beş dakika içinde yanımda olacağını öğrenmiştim. Bu aralar Mert ile çok sık vakit geçirmeye başlamıştık. Bu durum beni mutlu ediyordu. 

Mert'in geldiğini haber verdiği mesajından sonra odamdan çıktım Aslıya selam verdikten sonra asansöre yöneldim.  Yanıma şemsiye almamıştım bu yüzden iş yerinden çıkar çıkmaz koşarak Mert'in arabasının içine attım kendimi. 

'' Selam. ''

Gülümseyerek beni selamladıktan sonra sabah öptüğü noktayı tekrar öptü. Tüm yorgunluğum geçmişti sanırım. Yada yorgunluğumun geçmesinin bir diğer nedeni öğle molasında konuştuğum Serabın payı da olabilirdi. Seraptan psikolojik destek almış ve mantıklı düşünmeye başlamıştım. 

'' Selam. ''

Arabayı çalıştırırken açtığı müziğin sesini biraz yükselttim. Enerjimiz yerine gelsindi değil mi? Çalan hareketli parça ile Mert eliyle birkaç dans figürü yapmıştı. Kahkaha atarken ona eşlik etmiştim. 

'' Sabaha göre bayağı iyisin. ''

Onu onaylarken sabahı aklıma getirmemeye çalıştım ve müziğin sesini biraz daha arttırdım. Pencereler kapalı olduğu için sesin dışarı sızacağını sanmıyordum. Yağmur damlaları pencereleri döverken rüzgarın sesinden başka sesin duyulmayacağına emin olmuştum.  Biraz dans ederek biraz şarkılara eşlik ederek her zaman yemek yediğimiz mekanın önüne gelmiştik. Mekan evim ve iş yerimin arasındaydı. Müziği kapatıp hızlıca arabadan indik ve koşturarak içeri girdik.  İçerisi oldukça sıcaktı. Bizi artık tanıyan görevliler yanımıza gelince hemen siparişimizi verdik.

''  Nasıl geçti günün? ''

Mert ilk defa bu soruyu bana soruyordu, mutlu olmuştum. Tüm gün neler yaptığımı uzun uzun anlattım. Aynı soruyu bende ona sormuştum, o da beni yanıtlamıştı. Bugün söylediğine göre birkaç imza atmış ve sonrasında sadece dizi izlemiş. Biz keyifli bir sohbetin içine dalmışken yemeklerimiz gelmişti. Mercimek çorbasının kokusunu içime çekerken Mert'in güldüğünü duymuştum. 

'' Ne oldu? ''

Omuz silkip yemeğine başlamıştı. Bende  çorbamdan bir kaşık alınca çok lezzetli yaptıklarına bir kez daha karar vermiştim. Dün geceki çorbaya göre kat kat daha lezzetliydi. Ya yediğim kişiden kaynaklanıyordu yada yediğim mekandan. Bence yemeklerinin ekstra lezzetli olmasında Mert ile yememin de payı vardı. 

'' Çok acıkmışım. ''

Çorbayı hızlı bir şekilde bitirirken Mert bana iş yerindeki arkadaşlarını anlatıyordu. Arkadaşının bugün iş yerindeki bir kızı etkilemek için yaptığı hareketleri anlatırken kahkahama engel olamamıştım.  

'' Havalı havalı yürürken kızın ayaklarının dibine düştü. ''

Konuşmasını kahkahaları bölerken telefonum çalmıştı. Aslı arıyordu, ağzımı silip telefonu açtım.