KEYİFLİ OKUMALAR...
Gözlerim uzaklara, çok uzaklara dalıyordu. Annem her gözüm daldığında beklediğin mi var diye sorgulardı. Ona her zaman yalan söylemiştim. Şuan olsa yine yalan söyleyecektim. Uzun zamandır beklediğim vardı fakat yolları bir türlü bana çıkmamıştı. Ah Mert... İsmi ile kalbimde çığırlar açıp, çağ atlatan... Ağabeyimin en yakın arkadaşı, çocukluk aşkım...
Ömer Asaf çıktıktan birkaç dakika sonra mesajı ile tüm kararsızlığımı silmiş, verdiğim kararı sorgulamama yol açmıştı. Yarım saat sonra onunla buluşacaktım ve ona olan hislerimi belli etmeye karar vermiştim. Eğer kapısını aralık bırakırsa babamdan özür dileyerek onlara yardım edemeyeceğimi söyleyecektim. Mert'in beni yanlış anlamasını ve kafasında soru işaretleri olmasını istemiyordum.
Yavaş yavaş toparlanmaya başladım. Annemi arayıp bu akşam yemeğe gelemeyeceğimi söylemiştim. Beni şaşırtan asıl olay ise Ömer Asaf'ın durumu hakkında bir şey bilip bilmediğimdi. Bugün yanıma uğradığını söylediğimde ise nasıl göründüğünü, iyi olup olmadığını sormuştu. Tüm sorularını büyük bir rahatsızlıkla yanıtlarken olanları sorgulamayı bırakmıştım. Annem en başından beri bu işin içinde olmamı istemiyordu. Aslında babam da pek memnun değildi ama uzun uğraşlar sonunda onu ele geçirmişken kaçırmak istemiyordu.
Bende akıl sır erdiremiyordum babamın yıllardır aradığı adamın bir anda hayatımıza danışanım olarak girmesini. Böyle kötü tesadüfler dizilerde ve kitaplarda olmaz mıydı? Bugün kurtulacaktım ondan... Onu asla aramayacaktım, onun hayatının bir parçası olmayacaktım. Onu bir daha görmeyi istemiyordum ve bunun için çabalayacağıma emindim. Anlamadığım şekilde ondan çok kısa sürede nefret etmeye başlamıştım. Rahatsız ediyordu beni... Titreyen telefonum ile çantamı koluma takıp odamdan çıktım. Mesaj Merttendi. Her zaman olduğu gibi aşağıda beni bekliyordu.
Kapıya sırtını dayamış gülümseyerek bana bakıyordu. Gözlerimin ışıldadığını hissederken zihnimdeki tüm kötü düşünceler dağılmıştı.
'' Selam. ''
Hızlı adımlarla yanına varıp sarılmıştım. Sırtımda hissettiğim kolları ile huzura eriştiğimi hissettim. Arabaya geçip oturduğumuzda direkt hareket ettirmişti.
'' Nasıl geçti günün? ''
Onun yanına geldiğimden beri kontrolden çıkan dudaklarım yine iki yana kıvrılmıştı. Tüm gününü bana anlatsın istiyordum. Tüm gün neler yaptığını, nasıl hissettiğini merak ediyordum. Ve bu merak beni rahatsız etmek yerine hoşuma gidiyordu. Saatlerce konuşsa hiç sıkılmadan onu dinlerdim.
'' Çok yoğun bir gündü, yorgunum açıkçası. ''
Gözlerinin altından anlaşılıyordu yorgun olduğu ama buna rağmen enerjikti. Mertte ağabeyimin çocuksu tarafını görüyordum. Her zaman enerjikti, sempatikti, neşeliydi. Girdiği her ortamın aurasını değiştiriyordu. Sohbet ede ede yolları tüketmiştik. Şık bir restaurantın önünde durunca heyecanlanmıştım. İlk defa onunla böyle bir yere geliyorduk. Sessizce arabadan inerken heyecanımı bastırmaya çalışıyordum. Elini belime atıp beni yönlendirince nabzımın belimde attığını hissediyordum. Ergen bir genç kız değilsin Elfida diyerek kendimle alay ederken restaurantın içine girmiştik.
'' Bugün özel bir günde ben mi hatırlamıyorum? ''
Kısık çıkan sesim umarım heyecanımı ele vermemiştir. Soruma tebessüm ederek cevap verdiğinde çoktan bir masanın önünde durmuştuk. Tüm bedenimi bir titreme dalgası esir alırken karşımda bana gülümseyerek bakan kadın ile ne yapacağımı şaşırmıştım.
![](https://img.wattpad.com/cover/196036500-288-k709304.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANHIRAŞ
RomanceRuhumu defalarca kez prangalarken bir müddet gözlerime baktı; gözleri kalbimde artçı sarsıntılara neden olurken dudakları aralandı. '' Sana o gece git dediğimde, gitmedin. İşte, '' Dudakları damgaladı bedenimi, ruhumu. '' O geceden sonra gideceğin h...