Yeni bir güne şiddetli bir baş ağrısı ile başlamıştım. Dün gece döktüğüm o kadar gözyaşından sonra gayet normal karşılıyordum bu ağrının şiddetini. Göz kapaklarımın üstünde tonlarca ağırlık varken onları açamıyordum, açmakta istemiyordum. Çalan telefonum ile ister istemez gözlerimi aralarken Mert'in ismini görmem bile içimde bir şeyleri kıpırdatmıyordu.
'' Günaydın. ''
Enerjik sesini duyunca yatakta doğruldum.
'' Günaydın. Nasılsın? ''
Arkadan çalan müziğin sesini kıstı beni yanıtlamadan önce.
'' Gayet iyiyim fakat aldığım son haberlere göre sen pek iyi değilmişsin. ''
Ahh, kim söylemişti acaba? İki seçenek vardı gerçi önümde ya annemdi yada babamdı. Konuşmayacağımı anlayınca Mert tekrar sözü devraldı.
'' Hadi hazırlanda bugünü beraber geçirelim eskisi gibi. ''
Eskisi gibi... Hiçbir şey eskisi gibi değilken nasıl eskisi gibi hissedebilirdik? Yinede onu kırmak istemedim belki onu görmek banada iyi gelirdi. Sonuçta o benim ruhuma şarkılar söylettiren ilk erkekti.
'' Olur, nerede buluşalım? ''
Sesimi canlı tutmaya çalıştım, benimle konuşurken sıkılsın istemiyordum.
'' Tam bir saat sonra seni almaya geleceğim. ''
Onu onaylarken hemen oturduğum yerden kalktım ve banyoya girdim. Yüzüm gözüm berbat bir haldeyken onun karşısına çıkmak istemesemde onu görmek istiyordum. Dahil olduğum kabus içinde tek renkli daldı benim için. Bana uzaktı, yasaktı ama... Aması yoktu. Yüzümü olabildiğince iyi hale getirdikten sonra tekrar odama geçtim. Telefonum çalıyordu büyük bir isteksizlikle telefonu yanıtladım. Dün geceyi unut Elfida, hiçbir şey olmamış gibi davran.
'' Merhaba Elfida, nasılsın? ''
Sesi yüreğimi tırmalarken gözlerimi yumdum, azap veriyordu bana. Sakin ol Elfida diyerek kendimi tembihlemeye devam ettim.
'' İyiyim. ''
Yürüyordu galiba çünkü sesi cızırtılı geliyordu, koşuyor da olabilirdi.
'' Bugün hava çok güzel, yürüyüşe çıkalım mı? ''
Hava çok da güzel değildi, rüzgarlıydı ve ben çok üşüyen biriydim. Dolabımdan çıkardığım pantolonu yatağımın üzerine bıraktım.
'' Belki başka zaman, bugün olmaz. ''
Durdu, çünkü artık rüzgar sesi gelmiyordu. Benim tarafımdan reddedilmeye hala alışamamış gibiydi. Ama bundan sonra benden ona gelecek her taşa kendini hazırlasa iyi ederdi.
'' Neden? Evde değil misin? ''
Sesindeki yüksek enerji bir anda kaybolmuştu. Bu çok da umrum da olmamıştı. Onun için Mert ile olan programımı iptal edecek değildim. Onu bugün görmek istemiyordum.
'' Çıkacağım birazdan. ''
O sormadıkça ona detay vermek istemiyordum. Hayatıma dair ne kadar az şey bilirse o kadar iyiydi. Onun yüzünden yeterince fedakarlık yapmıştım ve bundan sonra kendi mutluluğumu ön plana alacaktım.
'' Nereye gideceksin peki? ''
Bana hesap mı soruyordu? Sinirlenmeye başlamıştım bu ardı arkası kesilmeyen sorularından. Bir teklif yapmıştı ve reddetmiştim bunu uzatmanın bir anlamı yoktu.
![](https://img.wattpad.com/cover/196036500-288-k709304.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANHIRAŞ
RomantizmRuhumu defalarca kez prangalarken bir müddet gözlerime baktı; gözleri kalbimde artçı sarsıntılara neden olurken dudakları aralandı. '' Sana o gece git dediğimde, gitmedin. İşte, '' Dudakları damgaladı bedenimi, ruhumu. '' O geceden sonra gideceğin h...