21●

16.2K 261 15
                                    


-

Kasıklarımdaki ağrıyla gözlerimi aralayıp altımdaki Serhat'a baktım. Telefonumu elime alıp bir kaç fotoğraf çektim. Kusursuz yüzüne yaklaşıp dudaklarını öptüm. O anı da yakalamıştım. Gözlerini açıp bana baktı. Hırıltılı sesi ile "Neden kaldırdın beni Çağrı?"dedi.

"Kasıklarım ağrıyor."dedim sevimlice. Gülüp iki kolunu da bana sardı ve yumuşak hareketlerle karnımı okşadı. "Çok mu?" Kafamı iki yana salladım, endişe etsin istemiyordum. Bir süre öyle uzandıktan sonra elimi göğsüne getirdim.

Göğsünün ucu ile oynarken "Geç kalkmayalım. Diğerleri gelmeden hazırlanalım." diye mırıldandım. Sesim isteksiz çıkmıştı.

"Tamam. Sen gir duşa." Masumca ona baktım. "Birlikte girelim." Cesaretime şaşkınca baktı ve yaklaşıp burnumu öptü. Beni kucaklayıp yataktan kalkarken kollarımı göğsüne sardım.

Banyoya girdiğimizde kucağından inmek için yeltenince beni durdurdu. Suyu ayarladıktan sonra kucağındaki ben ile küvete oturdu. Su üstümüze akarken kucağından kalkıp sırtımı göğsüne yasladım.

Elleri bacaklarımda dolaşırken omzumu ve boynumu öptü. "İyi misin?"

"İyiyim, hiç olmadığım kadar." Öylece göğsünde uzanıp ılık suda bekledim.

Aklıma gelen şey ile gülümsedim. "Ekran fotoğrafın güzelmiş." Ben, o ve Alp vardı ekranında, uyuyorduk birlikte. Bir süre sessiz kaldı. "Melis çekmiş." dediğinde ona döndüm.

Aramızda küçük bir mesafe vardı. Kalbimin atışını hissediyorken "Bir daha gitme. Gideceksen benimle..." dedim. "Bırakmam seni." Üzüntü ile ona döndüm. "Ama 2 ay önce bıraktın." Yüzümü avuçlarının arasına aldı. "Telafi edeceğim."Gözlerim aşağıya bakıyorken ona çevirdim. "Söz mü?"

Güldü ve söz verdiğini anlatır gibi kafasını salladı. Yaklaşıp boynuna sarıldım. Ellerini belime koyduğunda sırıtıp boynunu emdim. Dün emdiğim yeri morartmıştım. Sevimlice ona bakıp güldüm "Boynunu görmelisin." Ben boynu ve omzunun arasındaki morarığa bakıp ona döndüğümde sakince bana bakıp kaşlarını kaldırdı. "Bir sırtıma bak istersen."

Biraz doğrulup sırtına baktım. Çizikleri sayamıyordum bile. Göğsümü öpmesi ile kahkaha atıp kendimi ondan uzaklaştırdım. "Adi!" Suyun içinde ondan kaçınca su biraz dökülmüştü. Suda kayıp yanıma geldiğinde yaklaşıp beni gıdıklarken boynumu ve omzumu öpüyordu.

Kahkahalarımın arasından konuşmaya çalışsam da konuşamıyordum. Nefesim kesilecekti. Gıdıklamayı kestiğinde "Tamam dur kaçmıyorum." dedim hızla.

"Ha şöyle." Sonra dudaklarıma yapıştı. Gülümserken ona karşılık vermeye çalışıyordum. Elim erkekliğine gidince sevinçle inleyip elime aldım. Beni kaldırıp kucağına bıraktı. Ondan yüksekte olduğumdan ellerini kalçamın altında birleştirdi. Dudaklarımı ısırdığında sinirle dudaklarını ısırdım ve aletiyle oynadım. Sonra ondan uzaklaşıp inledim. İnci dişlerini göstererek güldü. "Patlattın dudaklarımı bak..." Dudağımın kanayan kısmını ona gösterdim.

Kanı görünce dudaklarını kanayan kısma dokundurup çekti. "Boynumu hatırlatmak istemiyorum" Şirince ona baktım. "Her şey karşılıklı mı ya?" Üzgünce önüme eğildiğimde çenemden tutup kendine bakmamı sağladı. Ona baktığımda gülüp boynunu gösterdi. Yaklaşıp öptüm yavaşça.

"Acımıyor." Omuz silktim. "Yalancı." Gülüp şampuana uzandı. "Ne desem yalancı diyorsun." Benim şampuanımı saçıma sıktı. Ellerini saçlarımda dolaştırarak şampuanı dağıttı. Saçlarımı dururlarken ellerimi baklavalarında gezdiriyordum.

Ellerini saçlarımdan ayırdığında onun şampuanına uzanıp saçlarına döktüm. Kucağında olduğumdan ondan biraz yüksekteydim. Ellerimi saçlarında gezdirirken göğüslerimi ve boynumu öpüyordu. Somurttum "Hiç adil değil." Gülüp elleri ile kalçamı sıktı. "İşine bak çirkin." Yüzümü buruşturup saçlarını duruladım.

"Git bir güzelle seviş o zaman." Kucağından indiğimde kendisinden uzaklaşmama izin vermedi. "Çirkin seviyorum ben." Ona dil çıkarttığımda birlikte küvetten çıktık.

Bornozuma sarıldığımda yanıma geldi. Huysuzca ona bakıp uzaklaşacağım sırada bornozumun ipini tuttu. Oflayıp paytak bir adım atıp ona yaklaştım. "Ne?" Sinirle konuştuğumda elini yanağıma getirip okşadı. Derin bir nefes alıp anlımı öptüğünde sinirim gitmişti.

Dudaklarını anlımdan çekip yumuşamış bana bakıp sırıttı."Kafana takma, benim güzellerle işim yok." Söylediği şey ile sinirle inleyip erkekliğine vurdum. Acıyla eğildiğinde "Pislik."diye tısladım. Çirkin olduğumu söylüyordu.

Erkekliğini eli ile bornozun üstünden tutarak yanıma geldi ve beni yatağa itti. Eli bornozumun ipine gittiğinde sinirle ipi tuttum. "Kıskançlık yapma." Hala gülüyordu bir de. "Kıskançlık konusunda isminizin yanından geçemem Serhat Bey."

Munzurca gülüp "Bey demeler ne? Resmiyet mi girdi aramıza?Hadi ama çek şu elini." dedi.

Kaşlarımı çatıp kafamı iki yana salladım. "Hem sen gidip çükünle ilgilensene, bir de güzel kızlarla..."

Kaşlarını kaldırıp dudaklarını dudaklarıma bastırarak beni oturur pozisyona getirdi. Eli bacaklarıma tırmanırken ona karşılık vermiyordum. Dudaklarını ayırıp ayakta dikildi. "Çük ha? Tekrar bir bak istersen?" Eli bornozuna gittiğinde gözlerimi kıstım.
"Kes şunu."

Sırıtıp dolaba ilerledi. Çalan telefonuma uzandım. Kutay arıyordu. Telefonu "Naber?" diyerek açtım.

"İyilik, sizden naber?"

İkimizi kastetmeleri ile heyecanlanıp "Sizden ne demek? Ben iyiyim işte yeni uyandım üstümü giyiyorum."dedim panikle.

"Peki peki. Sakin olsana bir şey demedim."

"Sakinim zaten Kutay." 

"Yeter yahu tamam. Biz annemleri karşılamaya gideceğiz birkaç saat sonra. Orada buluşuruz. Ha, yok olmaz bizim işimiz var, dersen sıkıntı etmem."

"Ne işimiz olacakmış? Hah! Geleceğiz tabi ki. Gıcıklık yapma."

"Sen biraz gergin misin? Özel bir gün falan mı?"

Sinirle nefes aldım. "Kutay özel falan değil delirtme beni."

Kutay konuşacakken giyinmiş olan Serhat bağırdı. "Çağrı banyoya gelir misin?" Ona öfkeyle baktığımda Kutay'ın güldüğünü duydum.

"Şey ya şampuanı bitmiş galiba." Zırvaladım.

"Tabii Çağrı. Şampuan tabii. Sen işine bak görüşürüz." Gülmeye devam ettiğinde Serhat'ın yanına gidip "Manyak mısın?" diye söylendim.

"Ne yani sanki, Çağrı gel artık sevişelim, dedim." Güldüğünde dolaptan kıyafet alıp odadan çıkacakken konuştum. "Annemleri karşılayacağız. Son anlarımızı uyuzluk yaparak geçirmeyi tercih etmeni anlayamıyorum. Tabii sana kalmış." Onu alttan tehdit ediyormuş gibiydim. Ailelerimiz burada olduğunda sürekli buluşurlardı ve yalnız kaldığımız pek az zaman olurdu.

Tam konuşacakken devam ettim. "Şu dandik çarşafı da imha et."

Güldü. "Çarşaf dandik değildi sadece çok iyiydin." Biraz düşünür gibi yaptı. "Çok iyiydik."

Yanaklarıma kan toplanmıştı, utançla arkamı dönüp odadan çıktım.

-

İyi okumalar.

ARKADAŞ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin