İyi okumalar.
-
Çağrı'dan;
Odamdan çıkıp Sergen'in yanına gittim.
"Sergen benim programında yer incelemesi var. Ben arkeolog muyum kazı yapılacak yeri mi inceleyeceğim?"
Güldü. "Abla sadece birazcık zahmetli. Çekim yerlerini belirleyeceğiz."
Hâlâ anlam veremiyordum. Çok rahat görünen yüzüne bakıp konuştum. "Birkaç saat sonra gitmem gerekiyor ve şehir dışında sayılabilir bir yer."
Ofladı sıkılmış gibi."Yapamayacağım desene işte."
Sinirli, gergin gülüşüme bakıp sırıttı. "Merak etme yalnız olma diye birilerini ayarladım." Yaklaşıp sandalyeye oturdum. "Sizin ne işiniz var, siz gelin benimle."
Kafasını hesaplama yapar gibi sallayıp yukarı baktığında sessizce onu izledim. "Bayağı meşgul olduğunuz için işimizin ne olduğunu hatırlayamadım." Göz devirdim.
Kutay ve Melis kapıdan şiddetle girince kahkaha atıyorlardı. Nefes nefese kalmış olan Melis karşıma oturup nefesini düzene sokmaya çalıştı. Kutay hâlâ gülmeye devam ederken Sergen'in suyunu dikti.
"Ne oluyor?" Soru sorduğumda Melis gülerek "Yarış yaptık."dedi.
Kafamı onaylamazca sallayıp yavaşça güldüm. "Delisiniz."
"Ya senin meziyetin bokluk yapmak mı? Bir söylesene." Sergen sinirle Kutay'a bağırınca Kutay baygınca bakıp suyu bıraktı.
"Abartma be yemedik suyunu." Sergen başkasının içtiği şişeden içmezdi. Bunu bile bile yapmıştı.
"Yemedik diyor akıllı. İçtin."
Kutay derince nefesini verip ofladı. "Sergen tamam uzatma başka su isterim."
Tekrar konuşacaklarken "Hey hey kesin artık. Ben de kaçıyorum malum işim var." dedim.
Hepsi bana bir anda gülerek bakınca garipseyip açıklamalarıni ister gibi baktım. Melis gülerken parmağıyla anlını kaşıyıp "Bu gün bir güzel geldin gözüme ve gömleğin de öyle...o yüzden." dedi imayla.
Gülüp saçlarımı geri ittim. "Teşekkür ederim." Serhat'ın kokusuna alışmış olmalıydım çünkü gömlekten kokusunu hissedemiyordum.
Onlara bakıp gömleği düzelttim. Kendimi şanslı hissediyordum. Sanırım onun kıyafetinin içinde olmak beni uçuruyordu.
"Bu şeker kız tavırları da neyin nesi?" Kutay'ın muzip konuşmasına karşılık omuz silktim. "Hiç bir şey."
"Pekala öyle olsun." Onları daha fazla dinlemeyip odadan çıktım. Eşyalarımı hızla toplayıp eve gitmek için acele ettim.
-
Hazırladığım küçük çantayı aldıktan sonra gideceğim yerin konumuna uymaya başladım. Saat akşam 8.30'du ve yol yaklaşık 1 saat sürecek gibi duruyordu. Sıkıntıyla oflayıp içimden Sergen'e küfrettim. Bu ne boktan bir işti!
-
Sonunda konumdaki yere geldiğimde yüzümü buruşturup soğuğa kaşlarımı çattım. Bu karanlıkta neyi gözlemleyebilirdim ki?
Gördüğüm kulübe gibi bir yere yaklaşıp avcuma nefesimi üfledim. Burnum donmuştu. Tahta kısmın arasından ışık gözüme girince içerde birisinin olduğunu düşündüm.
Sırt çantamdaki telefonum çalınca durup telefonu çantamdan çıkarttım. Sergen arıyordu.
"Ne var gerizekalı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARKADAŞ +18
ChickLit"Biraz daha dinlen ben elbisemi giyeceğim." İlk bakışta elbisemi bulamadığımı fark edip o da bakındı ve kum bulaşmış beyaz elbisemi alıp bana uzattı. Tek elimle göğsüme siper yapıp Serhat'a ıslak kedi gibi bakarken nemli bikinimi kenara bırakıp elbi...