Düzenlemeye başladığımdan beri yeniden okumaya başlayanlar olduğunu görüyorum. Okuyanların yanında kendini oy ve yorumlarda belli edenlere kocaman kalpler...
-
Göz kapaklarım sanki hatıralarımı silecekmiş gibi gözlerimi kapattım. Bir korna sesi geldiğinde ise ani bir refleks ile kulaklarımı kapatmıştım.
Düşüncelerim durmuştu ama o gün gala canımı yakmak için gözlerimin önüne geliyordu. Yağmur damlaları, yan koltuktan savrulan Sergen, annem ve babamın panikle birbirlerine uzattıkları elleri... Az önce tartışmış insana göre fazlasıyla düşünüyorlardı birbirlerini. Böyle bir şeydi herhalde sevmek.
Arabanın ani fren ile durduğunu hissedince gözlerimi açtığım. Tır şoförü direksiyonu kırmış ve önümüzden geçip devam etmişti. Derin nefes almaya çalışırken başımı eğmiştim. Karşılaştığım manzara anlık olarak az önceye dönmeme sebep olmuştu. Çünkü Serhat'ın bir eli karnımın biraz üzerinde bedenime baskı uyguluyordu.
Endişeli gözlerini benden çekip nefes verdi ve sağa yanaşıp tekrar bana döndü. Kutay elindeki suyu uzattığında Serhat arabadan inip benim oturduğum yerin kapısını açarak bana sarıldı. Gözlerim dolmuştu tekrar hatırladığımda. Ama daha sonra toparlanıp ondan ayrıldım. Yola devam etmeden önce bir süre sessiz kalmıştık.
Evin önüne geldiğimizde yağmur yağmaya başladı, endişeyle "Sergen yalnız, başına bir şey gelmesin." diyerek onu aradım.
Bir kaç çalıştan sonra açtığında "İyi misiniz?" diye sordu. Sesindeki dinginlik ile sakinleşmiştim. O da iyiydi.
"Atlattık, sen neredesin?" dedim.
Derin bir nefes verip konuştu. "Geleceğim ama araba yok taksi de geçmiyor."
Onu alabileceğimizi söyleyecekken sözümü kesip "Otobüse bineceğim." dedi. Onu onaylayıp dikkatli olmasını söyledikten sonra kapattım.
Biraz ıslanmıştık. Birlikte içeri girince "Duş almaya çıkıyorum." diyerek yukarı çıktım. Her ne kadar durulmuş görünsem de içimi sıkan, boğulmama sebep olan şeyler vardı.
Odaya girdiğimde bir süre yatağın üzerinde oturarak yere baktım. Ne düşündüğümü bile kestiremiyordum, kafam çok karışıktı.
Biraz sonra banyoya ilerleyip suyu ayarladım. Küveti doldurduktan sonra kıyafetlerimi çıkarıp kendimi ılık suya bıraktım. Uykusuz olduğumu hissediyordum. 15-20 dakika sonra dün yerleştirdiğim bornozumu giyerek banyodan çıktım.
Eşyalarımı aldığım sırada Serhat odaya girince ona doğru döndüm; kapıyı çalmadığı için duraksasa da sonra kapıyı kapatıp yanına geldi.
Islak saçlarıma dokunduktan sonra küçük havluyu alıp beni yatağın üzerine oturttu ve saçlarımı kurulamaya başladı.
Her zaman bana güven veren bakışlarının üzerimde gezdiğini biliyordum. Ama yine de diken üstünde hissetmekten geri duramadım. Anlamış gibi bana sarıldığında yüzümü göğsüne sakladım. Ağlıyor değildim ama ufacık bir mimiğimden ne kadar korktuğumu anlayabilirdi.
Saçlarımı okşayıp hafifçe öptükten sonra hiçbir şey söylemedi. Böylesi daha iyiydi herhalde. Konuşsa ne olacaktı?
"Tişörtümü sırılsıklam yapmanın hesabını sormayacağım." Boğazını temizleyip kısık sesle konuştuğunda onunla atışmamak için sustum. Ama Çağrı Atlas fazla uysal biri sayılmazdı. Saçlarımı göğsünün diğer tarafına savurup yüzümü yüzüne kaldırdım. Üstten attığı bakışları kıkırdamama sebep olmuştu. Bıkkın görünüyordu ama aynı zamanda bunun beklenmedik olmadığının farkındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARKADAŞ +18
Chick-Lit"Biraz daha dinlen ben elbisemi giyeceğim." İlk bakışta elbisemi bulamadığımı fark edip o da bakındı ve kum bulaşmış beyaz elbisemi alıp bana uzattı. Tek elimle göğsüme siper yapıp Serhat'a ıslak kedi gibi bakarken nemli bikinimi kenara bırakıp elbi...