24○

8.7K 213 31
                                    

İyi okumalar.

-

Gözlerimi yavaşça araladığımda Serhat'ın gözleri ile karşılaştım. Kahveleri ile karşılaşmanın sevinci ile gülümsedim.

Yüzü çok yakın olduğundan gözlerim şaşı olacaktı. Kafamı geri çektiğimde dirseğimin üzerinde yan döndüm. "Günaydın."

Hâlâ bana bakarken yavaşça saçlarımı boynumdan geriye itti. Hareketi ile yüzüne bakmayıp dudaklarımı ısırdım. Açık kalan boynumu eli ile okşamaya başladığında zevk verici hareketinden biraz huylanınca gözlerimi kırpıştırdım. "Günaydın." dediğinde gözlerimi yüzüne diktim.

Bronzlaşmış bacaklarımdan başlayıp beni süzdü. Uyurken kalçamın üstüne çıkmış olan elbisem külotumu açıkta bırakmıştı. Bacaklarım normal tenimden daha farklı görünüyordu. Kendime bakmayı bırakıp ona döndüğümde elbisemi aşağı indirdim.

Hareketime güldügünde saçlarını karıştırdım. Yeni uyandığı için gözleri ve elmacık kemiklerinin olduğu yer her uyandığında olduğu gibi kızarıktı. Üstünün çıplak olması güzel bir görüntü ortaya çıkarıyordu.

Gözlerimi gözleri ile birleştirdim. Elini yanağıma ve boynuma koyup yüzünü yüzüme yaklaştırdığında elimi çıplak omzuna götürüp ben de yaklaşmaya başladım. Dudaklarımız değmeden tıklatılan kapıya bakmak için yataktan hızla kalktım.

Kapıyı açtığımda Kutay beni baştan aşağı süzüp "Günaydın." dedi.

"Günaydın."

"Şey diyecektim ya, Serhat odasında yok..." İçeri bakıyordu ama buradan yatağı göremezdi. "Yani?" dedim sorar gibi.

Düz ifadesini bozup çocuk gibi yalvarmaya başladı. "Ne olur içeri gireyim. Bak cidden bir göreyim, kimseye söylemem söz." Sinirle ona bakıp kafamı iki yana salladım. "Yok burada diyorum Kutay. Hem neyi görecekmişsin?" Anlaşılıyor olabilirdi ama hiç bir şey söylememiştik kesin olarak. "Off birlikte olduğunuzu göreceğim."

Gülüp kafamı geri attım. "Ne birlikteliği deli misin?" Gözlerini kısıp sinirle bana baktı. "Elden gitti Serhat'ım." diyerek içeri doğru söylendi.

"Kes be. Yok diyorum iste." Onu zorla kovup kapıyı kapattığımda gözlerimi devirip kafamı onaylamazca salladım.

Serhat'ın yanına gidip huysuzca "Odama gelme bir daha babama söylerim."diye yalan attım. Gülüşünü izledim, bir şey söylemediğinde bavulumdan mayo ve kıyafet çıkarttım. "Hadi sen de kalk. Kahvaltıya ineceğiz." Kafasını kaldırıp bana ve elimdekilere baktığında sinirle kaşlarını çattı. "Onlarla hiç bir yere inemeyiz."

"Nedenmiş o?" derken elimdeki kıyafetlere baktım. Şort ve kısa bir gömlek ayrıca mayom vardı.

"Nedenini biliyorsun." dedikten sonra kaşlarını kaldırdı. Kafamı iki yana sallayıp "Bana ne. Giyeceğim." dedim.

"Emin misin?"derken yatakta doğrulmuş ve kenarında oturuyordu. "Çünkü eğer giyersen, Levent Amca Çağrı'nın odasındaki yatağı sevişirken kırdık, diyecekmişim gibi hissediyorum."

Sakince ona bakıp "Sanmıyorum. Hem saklamaktan vazgeçeceksek..." derken ona yürüdüm. "...sorun olmaz benim için." Tavrımın aksine utancımı saklamaya çalışıyordum.

Zafer bende olduğundan bana gözlerini kıstı. "O hâlde kimsenin başına geleceklerden sorumlu değilim."

"Şimdi odana geçer misin? Giyineceğim de..."

"Benim için sorun yok. Buyur sen giyin." Senin için sorun olmadığını biliyorum. Tişörtünü yerden alıp ona uzattığımda gözüm kolyesine çarptı. Onu da alıp ona doğru uzattım. "Pekâlâ giyinirken izlememi istemiyorsun. Sorun yok tabii. Soyunurken izlerim yakın zamanda." Çapkınca göz kırpıp tişörtünü ve kolyeyi eline alıp odadan çıktığında şokla kafamı iki yana salladım. "Şapşal."

ARKADAŞ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin