49○

2.4K 207 77
                                    

Oy atıp, yorum yapın lütfen.

-

Salona girince ellerimi yanaklarına koyup sıcaklığı geçirmeye çalıştım. Kaç yıldır birlikte olduğumuzu unutup her kelimesiyle utanmaya devam ediyordum.

Bence ona trip atmaya devam etmeliydim. Hep gönlümü alıyor ve aramızın açılmasına izin vermiyordu. Güzel bir şeydi ama iradesiz hissetmek beni sinirlendiriyordu.

İlerleyip koltuğa oturdum ve televizyonu açtım. En son ne zaman açtığımı hatırlamıyordum. Kanallar arasında gezinirken güzel bir şey bulamayıp bıkkınca ofladım.

Sonunda eski bir NBA maçına denk gelince nefesimi rahatlamış gibi dışarı üfleyip kumandayı bıraktım.

Curry gözüme ilişince sevinçle gülümsedim. Yan gözle Serhat'ın burada olup olmadığını kontrol ettikten sonra aptal aptal sırıtarak maçı izlemeye devam ettim. Kıskançlık yapıp Golden State izlememi engellesin istemiyordum.

Zaman zaman telefonumla ekranda Curry'nin sevimli yüzünü zoomlayıp fotoğraf çekiyordum.

Burnuma gelen koku ile Serhat'ın keki fırına verdiğini anlamıştım. "Serhat 15 dakika duracak fırında." Ondan daha iyi biliyormuş gibi onu uyardığımda kendime güldüm.

Normalde nabzım maç anında yüksek olurdu ve her hucümda her sayıda strese girerdim. Ama bugün kendimi bitkin hissettiğim için pek hareketli değildim.

Ayaklarımı rahatça önümdeki sehpaya uzatıp arkama yaslandım. Yorgunluğumu koltuğa yayılınca unutmuştum.

10 dakika geçmişti galiba. Bir anda televizyon ile aramda alevli bir bedenin dikildiğini görünce irkilip masumca baktım.

"Serhat?"

"Çağrı içeri gel. Mutfaktan ayrılmayacaksın."

Şaşkınca gülüp "Ne yaptım sanki?" dedim.

"Basketbol maçı izlemek yasak değil mi sana?"

"Abartma yahu. Niye kıskanıyorsun?"

"Kıskanmıyorum Çağrı."

Göz devirip inanmıyormuş gibi ona baktım. İçimden söylenip onun bedeninin arkasındaki ekrana bakmaya çalıştığımda daha fazla sinirlenip tekrar önüne geçti.

"Ver kumandayı."

"Hayır ya rahat bırak beni."

Kumandayı alıp televizyonu kapattığında boş kıskançlığına göz devirdim.

"Altı üstü bir basketbolcu."

"Hayır. Senin sürekli gelip "Yaa dişliklerle oynayınca çok şirin oluyor." dediğin bir basketbolcu."

"16 yaşındaydım."

"Az önce fotoğrafını çekiyordun?"

Sorar gibi konuşmama aynı şekilde cevap verdiğinde haklı olduğu için bir süre susup devam ettim.

"Eğlenmek için çektim."

"Umrumda değil. Şimdi yukarı çıkıp bekle doktor gelecek."

"Emir verme bana."

Ellerini sabır diler gibi açıp derince nefes aldıktan sonra televizyonu kapatıp aceleyle mutfağa ilerledi. "Ne yaparsan yap." Homurdanıp mutfağa girdiğinde merdivenlere ilerleyip yukarı çıktım.

Yatak odamıza gelince dağınıklık ile şaşırıp bozguna uğradım. Sabah odayı bu halde bırakıp çıkmıştık.

Çarşafı yerden alıp yataktaki takımı da hızla topladıktan sonra lavaboya götürüp çamaşır dolabına attım. Başım kısa bir süre dönünce çamaşır dolabıyla ilgili kuşkuya düşsem de sonradan emin oldum.

ARKADAŞ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin