15○

7.7K 258 21
                                    

Zaman ilerledikçe daha fazla kişi kitabı okuyor. Düşüncelerinizi paylaşmanızı istiyorum.♡

-

Kahvaltı masasında bana sinirle bakan annemin yanına gidip arkadan sarıldım. Çağrı'nın ailesini çağırmıştı ve ben evden geç çıktığım için kahvaltıda onları bekletmiştim.

Zülal Teyzeye yaklaşıp uzattığı elini nazikçe sıktım. Levent Amca ile selamlaştıktan sonra babamın yanından geçip yerime oturdum. "Geciktim. İşim vardı. "

"Sorun değil Serhat'cığım. Sadece kahvaltıya gecikiyorsundur umarım." Bana gülümseyerek söylediği cümle ile sandalyeme yaslandım. Anneme baktığımda bana bakmıyordu. Kavga ettiğimizi düşünüyorlardı ve küçük imalarla geri dönmemi iğneliyorlardı.

"Burada işleri yeterince ilerlettim. Dönüyorum bu gün."

"Ah ne mutlu." Zülal Teyzenin sevinçle söylediği şey ile herkes ona katıldı.

"Kavgaya karıştıklarını duymuş olmalısın." Levent Amca tek kaşını kaldırarak benden onay bekledi. Hayır kesinlikle buna benzer bir şey duymamıştım.

Bıçağın altındaki peyniri rahat bırakıp "Hayır. Ne kavgası?"diye sordum. Çatık kaşlarımla sorduğum soruyla çatalını ağzına götürdü. Çiğneyip yuttuktan sonra "Kulüp çıkışı kavga etmişler."

İnanamasam da tepkisiz kalıp teyit etmeye çalıştım. "Ben konuştum onlarla. Söylemediler."

Levent Amca hiç istifini bozmadan "Konuşman belki yetmemiştir ama yüzlerini görsen eminim ki söylemelerine gerek kalmazdı." dediğinde gözlerin hayret ile açıldı. Dayak mı yemişlerdi bir de? Hangisi ya da hangileri yemişti o dayağı da yüzünden belli oluyordu?

"Moralin bozulmasın diyedir." Annem koluma dokunup sakin olmamı ister gibi bana baktı. Kolumu ondan kurtarıp masanın üzerindeki telefonumu aldım. Hışımla masadan kalktığımda "Afiyet olsun."deyip evden hızla çıktım.

Arabaya binip gaza basarken Kutay'ın adını bulup aradım. Birkaç çalışan sonra açtı. Bu gün hafta sonu olduğundan yüksek ihtimal evdeydi. "Efendim Serhat."

"Kavgadan benim neden haberim yok?" Bağırdığımda bir süre sessiz kalmıştı.

"Ne kavgası?" Sesi gerçekten unuttuğunu anlamama sebep oluyordu. Bir süre sessiz kalıp "Önemli bir şey değildi." diyerek devam etti.

"Nasıl önemli değil? Anlat!" Nefesini sesli bir şekilde dışarı üfledi.

"Basit bir kavga değildi, sizinkilere öyle anlattık. Reşat'ın adamları bizi buldu. Şahitlik yapmayalım ya da yalancı şahitlik yapalım, diye ikna etmeye çalıştılar."

"Ben havaalanına gidiyorum." Ayrıntılı dinleyecektim. Onlara bulaşmaya kim nasıl edebilmişti? Üstelik Galip güya onları koruyordu? Sinirle direksiyonda ritim tutmaya başladım.

-

Gözlerimi yumup saatlerin geçmesini beklemeye başlamaya hazırlanıyordum ki küçük bir bebeğin çığlığı ile kendime geldim. Uçakta yanımda oturan bebekli kadına baktım. Bayağı gençti akranım gibi görünüyordu. Zayıf ve kumraldı.

ARKADAŞ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin