Ön Bölüm

479 26 15
                                    

Çakıyı dudaklarından yana doğru kaydırdı. Yanağındaki çiziğin üstünden geçerken adamın hıçkırığını duydu tekrar. Küçücük yara nasıl da canını yakmıştı adamcağızın. Nasıl onu daha fazla ayakta tutacaktı? 

Kulak memesine geldiği anda bakışlarındaki ateş dudaklarına yansıdı. Öyle can alıcı gülümsüyordu ki, tüm kötülükler iki dudağının arasında kalmış gibiydi. Dudaklarından çıkan delici nefes, adamın çenesine ulaştı. Ölümün nefesi olduğunun farkına varmayan adam, hâlâ bir umut kurtulmayı bekliyordu. 

Oysa şeytandan merhamet beklemek, ölüm kokan ormanda, gece vakti tek başına koşmaya benzerdi. Koşardın, kaçamazdın. Tüm adımın seni ona götürürdü. Bacakların sahibi için can atarak ona koşardı. Tüm korkun bir çığ olur, seni yutardı. Prangalara bağlı kolların yalnızca ona kucak açardı. Dudakların onu arzular, yalnızca onu mırıldanırdı. Şeytan işlemişse tüm ruhuna, onun kölesi olurdun. 

"Kulakların onun çığlını duyunca kendini büyük hissettin değil mi?" Kulak memesi ile kulağını birleştiren noktaya sertçe bastırdı. Deri ortadan ikiye ayrıldığında adamın can yakıcı çığlığı tekrar ortaya çıktı. Bileklerindeki zincirler hareket ediyor, dermanı olmayan ayakları çabalıyor, tekme atmaya çalışıyordu. Her seferinde hedefini şaşırıp daha da canını acıtıyordu. Kulağındaki çakı durmadı. Çakı yüzünü boylu boyunca geçtiğinde adamın yüzünü kulağından tutarak sertçe çevirdi. Çığlıkları tekrar yükseldi. Sağlam kulağını da keserken hafifçe gülümsedi. 

"Tıpkı böyle çığlıklar." 

ATEŞ ÇIKMAZI |18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin