Merhabalar!
*
Kendimden kaçtıkça kendime tosluyordum, iki gündür evimdeydim. Sürekli ağlamak dışında hiçbir şey yapmamıştım. Gökdeniz'in mesajlarına ve aramalarına cevap vermemiş ve telefonumu kapatmıştım. Ona açıklama şansını orada vermiştim, ama o sadece gözlerini kaçırmıştı. Bende kalbimi kaçıracaktım. Şu an ise mağaramdan çıkmış ve mecburi olarak çalıştığım kitapçıya gelmiştim. Rafları düzeltiyordum, dükkana birinin geldiğini belli eden zili duydum. Bakmak için kasa tarafına yöneleceğim sırada onun kokusunu duydum ona çarptım. Titredim. Öyle çok özlemiştim onu, onu gördüğümde titreyecek ona sarılmak isteyecek kadar.Hızla geri çekilip buz gibi bir bakışla ona baktım, yalvarır gözlerle bakıyordu bana.
"Gül, dinle beni." Dediğinde alayla güldüm.
"Gültane." Diye düzelttim dişlerimi sıkarak, "tanımadığım biri bana kısaltma kullanamaz." Diye ekledim yanından geçmeye çalıştığımda bana sıkıca sarılmasıyla titredim. Sıkıca ne?
Kollarında çırpındım."Yapma böyle, yanlış anladın. Açıklayacaktım." Dedi kırgın bir ses tonuyla. Hala sarılmaya devam ediyordu. Onu itmeye çalışsamda boşunaydı.
"Bırak beni!" Diye bağırdım. "Sana konuşma hakkı tanımıştım! Sende gözlerini kaçırmıştın! Hatırlıyorsun değil mi?" Dedim sinirle.
"Hasta..." dedikten sonra durdu, "Gökdeniz adından bir nişanlısı vardı ve çocuk benim ikizim gibiydi. Sadece ses tonumuz farklıydı." Dedikten sonra yutkundu. Çırpınmayı kestim. "Sonra bir trafik kazası yaşandı, aynı arabadaydık ve Gökdeniz öldü." Dediğinde irkildim, kollarına sarıldım. Geri zekalının tekiydim!
"Çok üzgünüm, ama öyle deyince ve sen bir şey demediğinde ben ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemedim Gökdeniz." Dedim sıkıntıyla, üzüntüyle. Gözümden bir yaş düştü.
Yüzümü avuçları arasına aldı, göz yaşımın aktığı gözümü öptü."Bazen beni aniden gördüğünde kendini kaybediyor, o kazada öldüğünü düşünmüyor. Düşünse bile o an nişanlısına sarılmak istiyor. Ve ben bunu ona çok göremiyorum." Dedi sert bir sesle.
"Bencillik ettim, özür dilerim." Dedim, gözümden süzülen yaşla. Gözümü öptü.
"Ağlama güzelim." Dedi, ardından yüzü yüzüme yaklaştı. Dudakları dudaklarıma. Gözlerini kapattı, gözlerimi yumdum. Dudakları dudaklarımın üzerine kapandı, orada kendine bir yuva yaptı. Dudaklarımı kımıldattığımda, dudağı dudağımdayken gülümsedi. Gülümsedim. Üst dudağı alt dudağımı yakaladı, emerek öptü. Ağzından çıkan inlemeyle yanaklarımın kızardığını hissettim. Ellerimi boynundan sürterek yukarı çıkarıp saçlarına daldırdım, bu adam benimdi. Dudaklarımız ayrıldığında gülümsedim. Aynı anda aynı şey çıktı dudaklarımızın arasından:
"Sen benimsin."
*
Bölüm Sonu.
"Beni saran kollara."
-rupi kaur.
Görüşürüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEYDAN || TEXTİNG
HumorT A M A M L A N D I ! Böyle gülmek olur mu gözünü seveyim yazmamak için on saniye falan. Profiline baktığımda benim evimim önünde çekilmiş olduğu bir fotoğrafı gördüm. Ha? Ne? Nasıl? BU BENİM EVİMİN ÖNÜNDE FOTOĞRAF ÇEKİLİRKEN BEN NEREDEYDİM BE! Hay...