Sanırım ağlayacağım...
Herkese merhaba güzel yol arkadaşlarım, bir hikayenin daha sonuna gelmiş bulunmaktayız.. Meydan benim için müthiş bir serüvendi, nasıl bir final sizi bekliyor diye düşündüm aslında mutsuz son yapacaktım ama gerçekten kıyamadım. Gültane ve Gökdeniz'in mutlu sonu hak ettiğini düşünüyorum.
Meydan'dan sonra Okyanus yayına girecek Sude ve Poyraz'ın kitabı... Onda Meydan'dan izler göreceğiz.
Benimle bu güzel yolda yürüdüğün için teşekkür ederim. İşte şimdi başladığımız yerdeyiz, başladığımız şarkıyla bitiriyoruz.
Bölüm Şarkısı: Emir Can İğrek, Meydan.
Keyfli okumalar.
*
Biraz zaman sonra...Gökdeniz'le geçirdiğim en güzel günlerdeydim ve artık evlilik teklifi beklemiyor değildim yani. Evlensekte hiç ayrılmasak moduna girmiş bulunmaktaydım, yakında Evleneceksen Gel tekrar izlemeye falan başlayabilirim yani. Gökdeniz'le tanışalı bugün 2. yılımızdı. Tabi bu benim onu tanıma sürecim, sevgili olmamız üzerinde bir buçuk yıl geçmiş olmalıydı. İkimizde okullarımızı bitirmek üzereydik, yani ben bitirmiştim de işte Gökdeniz benim kadar zeki değil.... Şaka şaka Gökdeniz'de bitirmişti. İkimizin aynı bölümü okuduğunu bende fark ettiğimde şaşırmış olsamda iyi olmuştu. Ben tıp okumuştum şu an ise psikiyatristtim şu an ikimiz için bir klinik açacaktık. Gökdeniz psikoloji okumuştu. Odalarımız yan yana olacaktı çünkü Gökdeniz bensiz duramazmış. E bende onsuz duramıyorum zaten. Beril'in okulu henüz bitemedi arkadaşlar kendini hiç göstermesede oldukça zeki olduğu için tıp okuyordu, şu an 4. senesini devirdi. Hiç kalmamasını kaldıramıyoruz... Kerem ise Beril'in tam tersi olarak işletme okudu ve babasının şirketinde ceo olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Sude ve Elif'e gelirsek Sude şu an konservatuar'ı yeni bitirmişti. Üstelik birincilikle bitirdi! Tiyatroya başlayacak benim güzel kızım. Elif ise psikoloji okumuştu, şu an devlete atanmaya çalışıyor diyebilirim. Ona yanımızda çalış desemde istemiyor hanımefendi! Çalan telefonumla düşüncelerimin içerisinden sıyrıldım ve telefonu yanıtladım.
"Gültane!" diye bağıran Sude'yle telefonu uzaklaştırıp ağzımdan bir küfür serbest bıraktım.
"Eben! Ne bağrıyorsun!" diye bağırdım sinirle.
"Gökdeniz kaza geçirdi! Sizin ilk tanıştığınız yerdeyiz koş hemen gel ambulans yolda!" diye bağırıp telefonu kapattığında telefon elimden düşmüştü. Gözlerimden boşalan yaşlarla hızla evden ayrıldım.
"Allah'ım ne olur bir şey olmasın." diye dualar ederek hızla o caddeye ulaştığımda, karşımda gördüğüm manzarayla ayrı bir şoka girdim. Bizim caddenin yanındaki çimlerin üzerinde güller vardı ve cadde boyu gül dökülmüştü. Ellerim ağızımda bir şekilde caddeden karşıya O'nun yanına geçtim. Transa girmiş gibiydim. Sanki onu kaybettiğimi hissetmiştim, oysa şimdi O'nunla tekrar yaşayacağımı biliyordum.
"Ya siz manyak mısınız!" diye bağırmaktan alıkoyamadım kendimi. "Ne kadar korktum ya!" dedim hızla koşarak Gökdeniz'e sarılarak.
"Sana bir şey olursa, seni öldürürüm." dedim ve boynunu öptüm. "Duydun mu? Öldürürüm seni."
Hafifçe gülüp boynumu öptü: "Tanem, seni çok ama çok seviyorum." dedi gülümseyerek.
Aniden Emir Can İğrek, Meydan çalmaya başladığında Gökdeniz'le dans etmeye başlamıştık. Etrafımda olan kalabalığı saymıyorum bile çünkü şu an sadece karşımdaki adam var. Benim hayat eşim, yol arkadaşım. Dans ederken bana şarkımızı söyledi, sadece benim duyacağım şekilde.
"Bak bu prangalar bana küçük gelir, bileği bağlayamaz. Kalbi kazan kara, daha kararmamış yüreği anlayamaz." Sadece gülümseyerek ona bakıyordum ki, ona eşlik etmek istedim onun başını boynuma yasladığı gibi bende başımı boynuna yasladım ve kulağına yakın bir yerde şarkıya eşlik ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEYDAN || TEXTİNG
UmorismoT A M A M L A N D I ! Böyle gülmek olur mu gözünü seveyim yazmamak için on saniye falan. Profiline baktığımda benim evimim önünde çekilmiş olduğu bir fotoğrafı gördüm. Ha? Ne? Nasıl? BU BENİM EVİMİN ÖNÜNDE FOTOĞRAF ÇEKİLİRKEN BEN NEREDEYDİM BE! Hay...