MEYDAN || TEXTİNG

27. Bölüm

Herkese çok çok merhaba, nasıl desem bilemiyorum yazdığım her kitap benim için ayrı bir maceraydı her zaman, kitap yazmayı okumayı öyle çok seviyorum ki bu benim için bir tutku mahayetinde. Bu yüzden okuyun sizlerde, yazın.
Yazmak, anlatmak öyle güzel ki inanın çok seversiniz. Neyse çok tuttum sizi bölüme geçelim.
Bu arada emeğe saygı lütfen voteyi yüksek tutalım.
💜
Gök ve Denizim: Gültane bebeğim 38 saat oldu artık lütfen şu tribini bırakır mısın?

Gelen mesajla bağladığım kollarımı çözdüm ve mesajı okudum ardından dudaklarımdan dökülen 'hah' bir çok şeyin cevabı niteliğindeydi.

Gültane: Ya sen kim köpeksin de beni Gültane Hancı diye kaydediyorsun!
Gök ve Denizim: Yani ve ben sevgiliyiz diye biliyordum köpek falan ayıp oluyor.
Gültane: Sevgiliyiz mi? Bacanak falanız bence Gültane Hancı diye kaydetmek nedir?
Gök ve Denizim: E ama adın o?
Gültane: Ben seni hayvan diye kaydediyor muyum?
Gök ve Denizim: Ne diye kaydedeceksin zaten!
Gültane: E sende bütün hayvanların toplamı olarak genel bir ad hak ediyorsun aslında.
Gök ve Denizim: Hahahahha çok komik gerçekten çok güldük..
Gültane: Gerizekalı senin gülmen için yapmadım zaten. Mala bak embesil.
Gök ve Denizim kişisi engellendi.
Gök ve Denizim kişisi arıyor...

"Ne oldu ya foton gitti?" diyen Gökdeniz ile gözlerimi devirerek, tırnaklarımı yemeye başladım.

"Yakında gidicek fotoğrafım bile olmayacak. Sen hala makarasındasın." dedim sinirle.

"Ne diyim ya özür dilerim yani seni adınla kaydettiğim için." dedi alayla.

"Sen benimle alayla mı konuştun ben mi yanlış anladım?" dedim kaşlarımı kaldırıp ciddiyetle.

"Gültane." dedi sinirlendiğini hissediyordum.

"Anan Gültane." Dedikten sonra telefonu hızla yüzüne kapatıp cihazıda kapatıp sehpaya attım.
*
Bölüm Sonu.
"Geri dönmeyecek birini bekliyorsun. Yani, birinin sensiz olamayacağını fark etmesini umarak yaşıyorsun hayatı."
-Rupi Kaur