20. Bölüm

9.4K 492 18
                                    

Merhaba!
*
"Gökdeniz!" Diye seslendiğimde elindeki kitapları rafa koyup bana baktı.

"Şu yukarıda kitabı uzatır mısın?" Dedim utanarak. Kısa boyluydum tamam.

"Cep şeytanı çekil bakalım." Deyip önüme geçtiğinde sinirle koluna vurdum, "sert pati darbelerini kendine sakla, kolumu seviyorum." Diye eklediğinde ona dil çıkardım.

"Salaksın." Dedim sinirle.

"Sende malsın." Dedi dalga geçerek.

"Aptal."

"Sinek."

"Goril."

"Yeter kızım, alt tarafı kitap vereceğim ya. Kısa boyundan erişemiyorsun hiçbir şeye." Dedi dalgayla.

"Ben kısa değilim..." devamı söyleyecekken gülerek bana döndü ve alayla bakıp devamını söyledi: "ben çok uzunum değil mi prensesim?"

"Kesinlikle tam bir zürafasın!" Diye inledim sinirle.

"Hıhım." Dedikten sonra elindeki kitaba baktı, süt ve bal.

"Hadi okuyalım." Diyerek beni çekiştirdi ve kitapçıdaki puflara oturduk. Yani depo kısmındakilere, içeride yoktu. Zaten kapatmıştık sadece ben rafları düzenliyordum o da bana yardım ediyordu.

"Tamam." 

Koltuğa oturduğunda beni kucağına çekmesiyle ani hareketi sebebiyle ufak bir çığlık attım. "Yavaş ol hayvan."

"Ya elimde bir kitap var ne kadar hayvan olabilirim?" Dedi başını omzuna yaslayıp şirince gülümseyerek. Geri zekalı, böyle yaparsan nasıl trip atabilirim ki?

"Aç kitabı." Dedim tıslayarak. Güldü, ben onun kucağındaydım onun elinde bir kitap vardı ve gerçekten şairane göründüğümüze emindim mükemmeldik çünkü!

Aynı anda ilk cümleyi okuduk:
"Beni saran kollara."

"Kitabı sana yazmışım sanırım." Dedim kıkırdayarak, gülüp boynumu öptü.

"Başka kime yazacaksınız Gül hanım." Dedi burnuyla boynumu eşelerken. Düşünür gibi yaptım.

"Sanırım Mert'e?" Dedim düşünceli bir şekilde, şu an Mert ismini sallamıştım. Aniden kitabın kapağını kapatıp sinirle bana baktı.

"Kim lan Mert?" Dedi sinirle. Kahkaha attım.

"Bilmiyorum sevgilim." Dedim gülerek. Yüzündeki ifade gevşedi sonra sinsi bir hal aldı. Elleri karnıma doğru yol aldı: "demek bana oyun oynadın ha." Dedikten sonra ellerini karnıma bastırarak beni gıdıklamaya başladı. Gülmekten konuşamıyordum.

"Ya ta- tamam." Diyebildim gülmelerimin arasından o ise gülerek beni gıdıklıyordu.

"Ee Mert kurtarsın seni!" Diye bağırdı gülmelerinin arasından.

"Ya yeter öleceğim!" Diye bağırdığımda durdu, yüz ifadesi sertleşti.

"Ölmekten bahsetmek yok gül güzelim, biz daha çok yaşayacağız."
*
Bölüm Sonu.
"Hala sağ olduğunun tek emaresi nefes aldıkça şişen göğsün."
-Rupi Kaur.
Sürç'i lisan ettiysek affolla.
Görüşürüz.

MEYDAN || TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin