-2-

283 41 1
                                    

"Hayır tabikide mavi olan daha iyi."

Bay Trall tekrar sınıfa girince bakışlarımı o tarafa çevirdim. Küçük bir işi olduğunu söyleyip sınıftan çıkmıştı. Bir şeylerle uğraşıyor gibiydi.

"Pekala, sessizlik!" Sesini biraz yükseltip  sınıfı susturmaya çalıştı. Sesler azalıp  sonunda gürültü bittiğinde Bay Trall gülümseyip devam etti. "Böylesi daha iyi. Şimdi... Biliyorsunuz ki bu sizin son seneniz. Ve ben farkettim de sizinle daha önce bir şeyler yapmadık. Bu yüzden müdürle konuşup izin aldım. Yarın orman gezisine gidiyoruz Orada bir gece kalacağiz. Görev dağılımı yapıp sorumluluk alacaksınız. Çadırlar, ateş...ve benzeri."

"Neden bize sormadınız?" Bay Trall tekrar gülümseyip James'in sorusunu cevapladı. Ancak cevap cok açıktı.

"Çünkü eğer size sorsaydım hiçbiriniz ormana gitmek istemezdiniz." Doğruydu eminim ki herkes 5 yıldızlı bir otelde kalmayi tercih ederdi. Bay Trall, Zayn ve arkadaşlarına dönüp tekrar konuştu.

"Sizin özellikle gelmenizi istiyorum. Sınıfla iyi vakit geçirip onlarla kaynaşın." Bunu söylemesinin sebebinin; eğer söylemeseydi, onların gelmeyeceklerini bildiğinden olduğuna emindim.

"Umarim orada korkmazsın." William'a dönüp kaşlarımı çattım. Neden korkacakmışım ki?

"Ben korkmam."

***

"Ben korkmam." William sesini inceltip beni taklit ettiğinde sarıldığım kolunu sıktırdım. Hem  ne vardı sanki? Çalılarin arasından ses gelmişti bir kere. Beni kendine çekip güven verircesine sesini pürüzsüzleştirdi. "Merak etme ben seni korurum." Benimle alay ettiğini biliyordum. İşi hep alaya alırdı zaten. Gülümseyip onu gıcık etmeye çalıştım.

"Peki seni kim koruyacak?" Kolunu çekip trip atan bir kız gibi kafasını başka bir yöne çevirdi.

"Gece kurt sesleri duyduğunda yanıma gelme." Onun bu haline bir kahkaha patlattım. Kolumu koluna geçirip ona tekrar yaklaştım.

"Tamam, sözümü geri alıyorum. Yeterki çık şu ergen halinden." Gülümsedigi anda aklıma az önce söylediği şey geldi. Bir an olduğum yerde durunca bana dönüp kaşlarını çattı. "Burada kurt mu var?" Ben etrafa tedirgince bakarken, bu sefer kahkaha atan William oldu.

***

"Düzgün yapmıyorsun!"

"Gayet de düzgün yapıyorum!"

Biz William'la boğuşurken Lucy bu halimizden bıkıp bağırdı.

"Yeter! Bırak şunu!" William'ın elinden zorla çubuğu alıp elini bize gidin dercesine salladı. "Ben James'den yardım alırım. Hem belki çocuğu kendime ayarlayabilirim."

"James'e yürüme Lucy." Hayallerini bozduğum için çubuğu bana doğru salladı. Geri çekilince ağaç kenarında duran Zayn'i gördüm. Yalnızdı. Onunla biraz konuşabilirdik. Merak ettiğim şeyler vardı. "Ben birazdan gelirim"

"Ne o sen de yeni çocuğa mı yürüyorsun?" William bana laf atınca ona baktım. Bana biraz garip bakıyordu. Ne olmuştu   şimdi?

"Onun adı Zayn."

"Pardon." Ellerini havaya kaldırdı. Gözlerimi delen bakışlarından kaçıp hızla Zayn'in yanına ilerlemeye başladım. Yanına geldiğimde ben de ağacın dibine oturdum. Bakışlarını elindeki dal parçasından, bana çevirdiğinde gülümsedim.

"Ne yapıyorsun?"

"Hiç." Kısa cevabını umursamayıp direk konuya girdim.

"Bir şey sorabilir miyim?" Gözlerimin içine baktığında sorumu beklediğini anladım. Derin bir nefes alıp uzun süredir düşündüğüm şeyi sordum. "Bay Wonsway sizin okuldan atıldığınızı söyledi. Yani ben şeyi soracaktım...Siz neden-"

"Herşeye burnunu sokma. Bu seni ilgilendirmez." Sözümü kesip oldukça soğuk bir cümle kurması bütün cesaretimi yemişti.

"Ben sadece-"

"Başımdan git!" Bana bağırması afallamama neden olmuştu. Sanırım kötü bir şey yapmıştım. Onun hayatına karışmamalıydım.

O sırada William'ın bize doğru geldiğini gördüm. Zayn'in, bana bağırdığını duymuş olmalıydı. İnsanlarin bana bağırmasına izin vermezdi. Biri bana bağırdığın o kişiyle kavga ederdi. Büyük ihtimalle onunla da kavga edecekti. Hızla ayağa kalkıp yanımıza sinirle gelen William'ın kolunu tuttum.

"William, lütfen." Beni dinlemeden Zayn'e bakmaya devam etti.

"Eğer bu kıza bir daha bağırırsan..." Zayn yavaşça ayağa kalkıp ukalâca William'a baktı. Kavga etmelerinden korkuyordum.

"Ee... ne yaparsın?" William dayanamayıp Zayn'e yumruk atınca ağzımdan küçük bir çığlık kaçmıştı. Zayn dudağındaki kanı silip aniden William'a sert bir yumruk geçirdi. Bunun iyice kötüleşeceğini anlayınca hızla Zayn"in önüne geçtim.

"William, yeter git artık." William şaşkınca bana baktı. Bunu beklemiyor gibiydi. Gerçi ben de beklemiyordum. Ben hep William'ın yanında dururdum, biz hep birbirimizi korurduk. Ancak bu sefer karşısındaydım. Bakışlarını benden yavaşça ayırıdı. Hızla arkasına dönüp ilerlemeye başlayınca elimle alnıma vurdum. Ben ne yapmıştım... Bunların hepsi benim suçumdu.

Wedding DressHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin