Arkadaşlar, bazen bakıyorum çoğu kişi vote atmamış. Lütfen vote atmayı unutmayın...
Bölüm şarkısı: 2NE1- Falling In Love
Hazırlandığımda aşağıya indim. Lucy, televizyonda kanalları geziyordu. Benim geldiğimi duyunca bana döndü. Yanına ilerleyip koltuğa oturdum.
"Birazdan çıkacağım. Çok sıkılmazsın değil mi?" Kahkaha atıp yanağımdan bir makas aldı.
"Alexis, Alexis... Sence sen dışarı çıkınca ben evde sap sap pinekler miyim?" Soruyu 'cevabını biliyorum' edasıyla sormuştu. Hafifçe kafamı onaylar biçimde salladım. Birden kafama vurup ters ters bakmaya başladı. "Ben, sen miyim? Baktım, sen evden gidiyorsun fırsatı kaçırmamaya karar verdim. Jason'ı eve atacağım." Şaşkınca ona baktım. Tam bir şey diyecekken kapı çaldı. Hızla ayağa kalkıp kapıya koştum. Kapıyı açınca Zayn kafasını yerden kaldırıp bana baktı ve gülümsedi.
"Çıkalım mı?" Kafamı sallayıp çantamı askıdan aldım. Lucy'e el salladığımda gülümsüyordu. Dışarı çıkıp kapıyı kapattım.
***
"Barıştığımız için mutluyum." Deniz kenarında yavaşça yürüyorduk. Bana döndüğünde gözlerinde umutlu bir bakış vardı. "Aslında..."
Devam etmediğinde merakla tekrarladım. "Aslında?"
"Aslında ben düşündüm ki..." Beklediğim şeyin geliyor olabileceği düşüncesiyle devam etmesini bekledim. Kalbim ağzımda atarken sonunda konuştu. "Şurada güzel bir kafe var. İstersen orada oturup biraz sohbet edebiliriz." Birkaç saniye ona bakmayı sürdürdüm. Anlaşılan yanlış alarmdı. Yinede gülümseyip onu onayladım. İşaret ettiği yere ilerlerken konuşmadık. Kafeye girdiğimizde gözlerimiz uygun bir masa aramaya başladı. Fazla kalabalık olmadığı için zor da olmadı. Cam kenarında bir yere oturduk. Garson geldiğinde siparişlerimizi verip beklemeye koyulduk. Sessizlik canımı sıkmıştı. Sonunda konuşmanın daha iyi olacağına karar verdim.
"Burası çok güzel bir yermiş." Kafasını salladı ve camdan dışarıya bakmaya devam etti. Garson siparişlerimizi getirdiğinde önündeki sıcak americanoya döndü. Dikkatini çekebilmek amacıyla ona bir soru yönelttim.
"Tek başına mı yaşıyorsun?" İşe yaramıştı. Bana baktığında yüzünde hala bir düşünce hali vardı.
"Hayır. John ve Mike'la kalıyorum." Ardından kararsızlıkla devam etti. "Sana bir şey sorabilir miyim?" Kafamı olumlu anlamda sallayıp americanomdan bir yudum aldım.
"Daha önce hiç sevgilin oldu mu?" Kıpırdamadan ona bakıyordum. Bu soru da neydi şimdi? Garip tepkimi fark edince hemen toparlamaya çalıştı. "Yani yanlış anlama ben sadece merak ettim. Farklı bir sebebim yok." Neden sorduğunu anlamamıştım ama Americanomdan bir yudum daha alıp ona cevap verdim.
"Evet oldu. Ancak hep terkedildim."
"Neden?" Kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Şaşırmış gibi görünüyordu. Derin bir nefes alıp omuz silktim.
"Belkide pek iyi bir seçenek değilimdir." Masanın üzerinden elimi tuttuğunda gözlerimi camdan çekip ona baktım.
"Sen çok tatlı bir kızsın." Utangaç bir şekilde gülümsedim. Elleri sıcacıktı. Bana gülümsediğinde sanki bir an kalbim çıkacakmış gibi hissettim.
***
Akşam olduğunda tekrar deniz kenarındaydık. Ancak bu sefer bir bankta oturmuş manzarayı seyrediyorduk.
"Alexis?" Ona döndüğümde bana baktığını fark ettim. Bir süre gözlerime baktıktan sonra tekrar söze başladı. "Ben düşündüm de belkide..." İçimde tekrar bir umut ışığı yandı. Heyecanla ona bakmayı sürdürdüm. Nasıl söyleyeceğini bilemiyor gibiydi.
"Ne düşündün?" Devam etmesini bekledim. Sonunda devam ettiğinde dikkatle onu dinlemeye başladım.
"Belkide biz... yani sen ve ben..." Hadi devam et artık! Bu kadar zor olmamalıydı. "Çıksak mı?"
Sonunda sorduğunda sessizce derin bir nefes aldım. Elleriyle oynamaya başladığında onun bu halime gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Vereceğim tepkiyi merakla bekliyordu. Şuan gerçekten çok tatlıydı! Ben de ilk başta serseri bir tip falan beklemiştim. Gülümsediğimde bana aynı şekilde karşılık verdi. Ona gülümsemeye devam ettiğimde bundan bir anlam çıkarması gerektiğini düşündü.
"Bu 'evet' demek mi?" Onu onaylamak için kafamı salladım. Rahatlayıp yerinde dikleşti. Birkaç saniye sonra havanın gerçekten karardığını fark ettim.
"Saat geç oluyor. Eve gitmeliyim." Ayağa kalktığımızda elimi tuttu. Açıkçası bu hoşuma gitmişti. Ve bunun tek bir sebebi vardı. Uzun zamandır farkında olduğum bir şey.
Ben aşka düşmüştüm...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wedding Dress
FanfictionSana o kolyeyi çıkarmamanı söylemiştim. Sense onu çıkardın ve üstüne yere attın. Kafamı öne eğip yerdeki döşemeleri incelemeye başladım. Haklıydı. Ben sanmıştım ki... Ne sandığının bir önemi yok. Biz ayrılsak da, kötü bir şey olsa da o kolyeyi asl...