Bölüm 29 / Dönüş

198 15 0
                                    



    #MİRANDA#

Helena; Duralım lütfen, daha fazla gidemem.
-Katılıyorum su kimdeydi?
Frank; Bende ve bitti!

Boş şişeyi elinde sallayarak kendini yolun ortasına bırakınca bende dizlerimin üzerine bedenimi bırakmıştım. Tepemizdeki güneş bizi yaktığı yetmiyormuş gibi  bir de bilmediğimiz yola girmiştik ve sonunu göremiyorduk. Arabanın benzini bitince yarı yolda inip yaklaşık 4 saattir yürüyorduk. Hepimiz perişan haldeydik.  Sürekli karşımıza zombiler çıkıyordu , onlara ya hissettirmeden uzaktan kaçıyor yada bazılarını öldürüyorduk.

Lili; Yiyecek hiç bir şeyimiz yok. Bu şekilde ölürüz!
Chris; Açıklayıcı oldu sağol bilmiyorduk.

Ayakta etrafı kolaçan ederken bize de kalkmamızı söylüyordu.

Chris; Hadi devam etmeliyiz. Burada böyle durmak aptallık!
- Dayanamıyoruz artık.
Manuel; Hadi Miranda en azından bir gölgelik bulup da dinlenelim tamam mı.

Dediğinde yanıma gelmiş ve uzatmış olduğu elini tutmuştum.

Chris; Şu anda dinlenmek istediğiniz son şey olsun. Yola devam etmeliyiz durmamalıyız.
Frank; Derdin ne senin be, biraz dinlensek ölmeyiz.
Chris; Ölürüz, peşimizde bir grup silahlı adam var ve siz dinlenmeyi düşünüyorsunuz. Orman yolundan devam edeceğiz. İzimizi kaybettirmemiz lazım!
Marcus; Chris haklı, ayaklanın millet hadi.

Kimse bir şey demeyince herkes kendini toparlamış ve yola devam etmiştik.Güneşin altında yürüyüp duruyorduk. Manuel'in yanına yaklaşıp aklımdaki soruyu sormuştum.

- Sence o adamlar hala peşimizde?
Manuel; İstediklerinin Zoe olduğundan eminim ancak kaçarak kendimizi de çoktan bu işe bulaştırdık. Yerini bildiğimizi düşüneceklerdir.
-Chris haklı yani peşimizdeler.
Manuel; Muhtemelen, her yerde bizi arıyorlardır. Bulunmasak iyi olur!
-Korkuyorum.

Dediğimde kelime bir anda ağzımdan çıkmıştı. Ben bile korktuğumu bilmiyordum o ana kadar. Her şey adrenalin gibi gelmişti bana. Manuel bir an durmuş ve beni de durdurarak omuzlarımdan tutup kendine çevirmişti.

Manuel; Hey korkman normal ama sana bir şey olmasına asla izin vermem!

Bunu gözlerimin içine bakarken söylemişti ve bir şey diyememiş sadece gülümseyebilmiştim. Kalbim neden bir anda bu kadar hızlı atmaya başlamıştı ki. Yürümeye döndüğümüzde grubun çok gerisinde kaldığımızı görünce adımlarımızı hızlandırdık.


#ZOE#

    Şikago'ya doğru sürüyorduk ve yolculuğumuz beklediğimden de korkunç geçiyordu. Yanı başımdaki Louıs ile arka koltukta ki Derek sürekli tartışıyordu ve bu durum beni gittikçe çıldırtıyordu.

Louıs; Siz masum insanlara bile saldırdınız!

Derek; Neye göre masum, onlar kadın ticareti yapıyordu ve mallarını sadece kendilerine saklıyorlardı! Dışarıda açlıktan ölen insanları umursamadan o başlarındaki şerefsiz güzel ziyafet çekiyordu kendine.Öyleleri ölümü hak ediyorlar.

Louıs; Kadınları alıp ne yapıyorsunuz peki?

Derek; Kadınlar ve çocuklar üstte götürülüyor!

Louıs; Orada da güllük gülistanlık yaşıyorlar öyle mi?

Derek; Senin derdin ne? 

-İkinizde kesin şunu!

  Arabayı ani bir frenle bir anda durdurunca ikisi de susmuştu.

-Yeter artık! Başım yeterince çatlıyor ve şu tartışmanıza son verin!

ZOMBİ ÇAĞI - DERİ & KEMİK  (1.Seri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin