Bölüm 41/ Yalanların İçinde

132 14 5
                                    



#ZOE#

Her şey daha ne kadar karmaşık olabilir derken hayat hiç durmadan yeni bir yüz göstermeye devam ediyordu. Bu bataklıktan nasıl kurtulacağımı bile bilmiyordum. Robert bilim insanlarına gerekli talimatları verdikten sonra kendinden son derece emin bir şekilde laboratuvardan çıktı. Bakışlarım bir süre kendi aralarında tartışan gruba dönse de peşinden takip ettim. Birini ben kullanmıştım, diğer öz burada peki diğer iki öz nerede? Laboratuvarın bulunduğu kattan aşağı inerken köşede kalan revire şöyle bir baktığımda bir karmaşa söz konusuydu üç doktor tartışıyor gibiydi. Bölüme ait demir kapısından geçerek koridora çıktığımızda Robert'a döndüm.

- Şimdi ne olacak?

Robert; Biraz bekleyeceğiz.

- Ne için?

Robert; Özü uygun aşı için hazırlayacaklar.

- Peki işe yaradığını nasıl bileceğiz.

Önden yürüyen Robert'a sürekli sorularımla bunalttığımı sinirli bir şekilde aniden dönünce anladım ve olduğum yerde kaldım.

Robert; Bileceğiz çünkü bir kobay üzerinde deneyeceğiz.

- Peki kimin üzerinde deneyecekler?

Ne yapabilirdim ki; aklımda çok fazla soru vardı.

Robert; Çok fazla soru Zoe, çok fazla soru soruyorsun.

-Ben...  sadece merak ediyorum.

Robert;Bu işte birlikteyiz değil mi?Senin istediğin şeyde bu.

Sorusu beni gerse de onunlaymış gibi devam edecektim. En azından ne yaptığımı bilene kadar.

- Evet birlikteyiz.

Robert;Pekala birbirimize güvenmemiz gerek o yüzden beni desteklediğini görmeliyim. Arkadaşların farklı düşünürlerse...

-Onları dert etme, ne desem yaparlar.

Yüzündeki gülümseme karanlık bir hal alınca yolumu tekrar sorguladım.

Robert; Güzeeel işte benim kızım. Neden kobayı sen bulmuyorsun?

- Ben üzerime düşeni yaptım. Sana anahtarı getirdim sıra sende. Senin, benim güvenimi kazanman gereken kısımdayız.

Bakışlarımız birbirimizin arasında bir süre sessizlikle kalsa da sonrasında bir kahkaha atıp kendine geldi.

- Ayrıca yeterince zombiniz vardı içeride.

Robert;Büyük bir problem değil hallederiz.

- O halde o iş sende.

Robert; Aynı bana benziyorsun. Tamam sen keyfini çıkar kobayı ben hallederim.

Yanımdan geçip giderken içimdeki nefret ve korku git gide artıyordu. Bu adam benim babam olamazdı! Onu ilk gördüğüm andan beri sevememiştim ve nedenini bilmesem de bana itici geliyordu.Şimdi öylece durup izleyecek miydim hiç sanmıyorum. Önceliğim bir plandı ve bunun içinde her zamanki gibi ilk Louıs ile konuşmam gerekecek. Laboratuvarda iken zamanın nasıl geçtiğini fark etmemiştim bile. Önce odasına doğru yürümeye başladığımda Miranda ve Manuel ile karşılaşmıştım.

- Heyyy, bizim çifte kumrulara da bak sen.

Gülümsemem aynı şekilde karşılık bulurken Miranda bana sıkıca sarıldı.

Miranda; Böyle söyleme  utanıyorum.

- Ahh yapma takılıyorum.

Manuel; Naber?

ZOMBİ ÇAĞI - DERİ & KEMİK  (1.Seri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin