Bölüm 15/ Dönüşüm

246 21 3
                                    


  # ZOE #

  Geceyi atlatmak ve neler olduğunu anlamak için şehrin dışında güvenli bir ev bulmuş ve kurulmuştuk. Salonun ortasında  Bonny ile oynayan Githa'yı kanepeye oturmuş izliyordum. Helena rahatsız olduğunu belli edercesine Bonny'i kucağına alıp salondan çıkınca Githa'nın yüzü yere düşmüştü. Bu durum fazlasıyla canımı sıkıyordu ancak Helena'yı da anlıyordum. Kızı için endişeleniyordu ama bende Githa için endişeliydim. Yanına gidip yerde duran  minik atlı oyuncağı aldım.

- Hey, bunlar benim zamanımda yoktu,  çok fiyakalıymış.

Githa bir şey söylemeyince devam ettim, yüzünü yerden kaldırmıyordu.

- Bu atın bir adı var mı? Çünkü bence bir adı hak ediyor. Baya para harcamış olmalılar.

Githa hafifçe gülümseyince devam ettim.

- Merhaba benim adım Frank.

Turuncu, sarı ve pembe arası renkli kuyruğunu görünce aklıma Frank geldi ve bu işe yaramıştı, Githa kendini tutamayıp gülümsedi ve başını kaldırıp elimde tuttuğum oyuncağa baktı.

Githa; O bir Ponny.

- Neee, adı bu mu. Bence Frank daha uygun.

  İkimizde gülüyorduk ve şimdi rahatlamıştım, istediğim son şey yüzünün asılmasıydı. Arkamdan gelen komik ses tonu ile konuşan Frank bizi daha da güldürmüştü.

Frank; Aman tanrım, bir oyuncak ata benim adımı mı verdiniz?

- Bu en pahalısından ama bir de öyle düşün.

Frank; O zaman bu da Chris olsun.

Elinde tuttuğu tüylü minik kedi oyuncağını göstererek bize gülüyordu, yanımıza gelip oturduğunda ona minnet dolu bakışlarla baktığıma emindim. Githa'dan uzak durmaları ve korkmaları en son istediğim şeydi. Sessizce yaklaşıp;

Frank: Ormanda söylediğim şeyler için özür dilerim. Korkudan saçmaladım. Tekrarı olmayacak emin olabilirsin.

Samimi sözleri için ona bakıp gülümsedim ve sessizce bende teşekkür ettim. Bir süre birlikte oyun oynamaya devam ettik ve bir anda Githa durdu. Başını iyice önüne eğmişti ne olduğunu anlamak için omuzlarından tutup onu doğrulttuğum da göz bebeklerinin küçüldüğünü gördüm. Titremeye başlamıştı.

-Neler oluyor, Githa?

ses vermiyordu sadece titriyordu gözlerini bana dikmişti.

Frank; Kriz geçiriyor, onu yatıralım. Dilini ısırmaması için ağzına bez koy çabuk!

Frank ne söylerse yapıyordum.

Chris; Neler oluyor?

Frank; Uzak durun! Bir anda krize girdi.

Kimse ne olacağını bilemediği için uzak duruyorlardı. Dönüşebilir miydi? Kendi kendime bunu sorup duruyordum.Frank onu kucaklayıp kanepeye yatırdı ve Louıs mutfaktan soğuk suyla  geldi. Yüzüne ve bedenine su sıçratıyordu.

Frank; Beni duyuyor musun Githa? Gözlerini oynatman da yeter.

Githa 1 kez gözlerini kapatıp açtığında rahatlamıştım.

Frank; Güzel, konuş onunla.

Frank'ın bana söylediğini yeni fark etmiştim.

-Ben..

Frank yanıma gelip yanağımdaki gözyaşımı sildiğinde ağladığımı yeni idrak etmiştim. Sessizce konuşarak; "Sadece kriz geçiriyor stresten olmalı.Konuş onunla onu rahatlatmak düzelmesine yardımcı olur. Durumu kabullenmesini sağla."

ZOMBİ ÇAĞI - DERİ & KEMİK  (1.Seri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin