Bölüm 11/ Katil

358 17 10
                                    

  # MİRANDA #

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


# MİRANDA #

  Güne berbat uyanmış, her geçen gün bu yerde kapana kısılmış gibi hissediyordum. Dışarıda benim için bir hayat olup olmadığından emin değilim ancak bir gelişme olana kadar burada kalmaya karar vermiştim aslında pekte seçeceğim yoktu. İnsanlarla samimi değildim pek kimseyle muhabbet etmiyordum. Bir kaç kişi dışında gerisinin beni ilgilendirdiğini de söyleyemem. Bu sabah Zoe ile Manuel'in salonunda buluşup çalışacaktık ancak hala gelmediğini görünce gidip bir göz atmaya karar vermiştim. Bulunduğu bölmeye girince hala uyuduğunu görmek beni gülümsetmişti.

- Ahhh deli kız ben seni bekliyorum sen uyuyorsun. Kalk hadiiii!

  Üzerine doğru gidip omzundan onu sarsmaya çalışmıştım ki bir anda beni geriye doğru yatağa çivileyip elindeki bıçağı boğazıma dayadı.

- Zoe benim. Sakin ol.

  Gözleri adeta ateş saçıyordu, onu rahatsız eden bir şeyler olduğu belliydi. Bir an affallayıp bıçağı boğazımdan çekti ve kendisini de geri çekerek özür dilemeye başlamıştı bile.

Zoe; Özür dilerim Miranda. Gerçekten üzgünüm, iyisin değil mi?

- Ben iyiyim de, asıl sen iyi misin? Bilmediğim bir sorun mu var?

Zoe; Hayır , sadece son günlerde pek iyi uyuyamıyorum.

Bir süre etrafına bakındı.

- Ağrı kesici yada sakinleştirici falan aldın mı?

Zoe; Emin ol hepsini kullandım ama bir boka yaramıyor. Sen neden gelmiştin?

- Unuttum deme sakın. Bana dövüşme teknikleri üzerinde çalışacağımıza söz vermiştin.

Zoe; Tabi , bir an aklımdan çıkmış. Hemen hazırlanıyorum kahvaltıdan sonra başlasak uyar mı? Kendime gelmem gerekiyor.

- Tabi istersen sonrada yapabiliriz Zoe. İyi olduğundan emin misin?

Ona baktığımda her zaman mükemmel gözüken yüzünde bu kez bir farklılık vardı. Makyajsız halini çok kez gördüm ve hep bir ışıltılıydı ama bu sabah nedenini bilmediğim halde yüzü asık ve gözleri fazlasıyla şişti. Ağlamış olabileceği muhtemeldi ancak başka bir şey saklıydı. Kendini zorla toparlayıp yüzüne yerleştirdiği acı gülümsemesi ile beni kandıramazdı ama üzerine de gitmeyecektim. Elbet konuşurduk.

Zoe; Elbette iyiyim. Sorun yok tatlım hemen giyiniyorum çıkarız tamam.

Zoe eline aldığı havlusunu ve diş fırçaları ile bölmesinden çıkıp lavabonun yolunu tutarken bende kendimi yatağına bıraktığımda elim yastığının altındaki bıçağını buldu. Bıçağa şöyle bir elimde incelerken aklıma anne ve babamın ölümü geldi.
Bir insanın ölmesi nasılda pamuk ipliğine bağlıydı. Koca kamyon sarhoş sürücüsüyle karşı geçite atlamasaydı ailem hala hayatta olabilirdi. Oysa o gün anne ve babamın öleceğini bilmeden nasılda planlar yapmıştık, yaz tatilimiz için herşeyi düşünmüştük sonuç cenaze için büyük annemin yanına eve geldim ve Detroitte kaldım. Bir anlık Zoe gerçekten boğazımı kesseydi bu son günüm olurdu. Onu bu denli tedirgin eden şey neydi. Merakım üstün geliyordu düşüncelerimle boğulurken Zoe geri gelip mağazalardan birinden almış olduğu kıyafetleri giymeye başladı. Hemen elimdeki bıçağı geri koydum.Hiç çekinmeden karşımda soyunuyordu ve bende onu izliyordum. Bir ara gözlerimi kaçırsamda benden rahatsız olmadığı belliydi. Bende kollarındaki ve bacaklarında ki dövmelerini inceliyordum. Omzumun köşesinde M&Z yazılı bir dövme gözüme çarptı.

ZOMBİ ÇAĞI - DERİ & KEMİK  (1.Seri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin