Bölüm 61 / Güvenebilir misin?

86 7 0
                                    


#ZOE#

   Ya bu savaştan hep birlikte kurtulurduk yada hiçbirimiz kurtulamazdık. Hepimiz sonuçlarını biliyorduk. Bu kadar basitti...

  Gerçekten bu kadar basit miydi?

Yatağın diğer tarafına uzattığım elim boşta kaldığında gözlerimi açıp tek olduğum odaya baktım. Louıs erkenden kalkmış olmalı diye düşünüp kendimi yataktan çıkarıp güzel bir duş sonrası hemen rahat edebileceğim kıyafetlerimi üzerime geçirdim ve saçlarımı tarayıp havlu ile bir kaç kez kurulamak için saçma salak ovsamda pes edip öylece kurumaya bıraktım. Omuzlarımın arkasına attığım uzun siyah saçlarıma baktığımda yüzümde buruk bir gülümseme oluşmuştu. Nerede o eski  Zoe? İçi hayat dolu, mavi saçları ve uçuk tarzlı deli kız nerede? Ben söyleyeyim öldü! Uzun zaman önce hemde! Bu her ne kadar içimi acıtsada bir tarafım sanki onu saklıyor ve kimsenin görmesini istemiyor gibiydi. Uçlarımda kalan maviliklerim bile neredeyse yok olmuşlardı. Koyu siyah saçlarım her birini örtmeyi başarmıştı. Saçlarım kadar olan karamsarlığımı üzerime geçirdiğim siyah askılı bluzumla uydurup koyu kot pantolonumla tamamladım.  Siyah botlarımıda giyip bıçaklarımı içine saklayıp,kendimi odadan dışarı attığımda ev oldukça sessiz geliyordu.

- Günaydın...

Lili; Günaydın.

- Herkes nerede?

Lili; Aşk kuşları hala kalkmadı, Kevın da erkenden Alex ve Randy ile çıktı.

- Nereye gittiler?

Lili; Randy, eski dostlarla görüşeceğiz gibi bir şey geveledi. Chris'de Frank ile yürüyüşe çıktı.

- Louıs'i gördün mü?

Lili; Pardon ama herkesin çetelesini tutmuyorum.

-Neyse ki tutmuyorsun.

Lili; Bilmiyorum onu görmedim belki odasındadır.

Merakıma yenik düşüp odasına baktığımda her şeyi yerli yerinde görmek içimi rahatlatmaya yetmemişti. Ceketimi alıp hızla merdivenlerden inerken Lili'nin sesini aldırış etmemiştim.

Lili; Nereye? Kahvaltı yapsaydık bari...

Araba ortalıkta yoktu bende tabanvay dün geceki kulübe doğru hızla yürümeye başladım. Tüm gözler üzerimde dursada bazıları selam veriyor bazıları bana patlamaya hazır bir bombaymışım gibi bakıyorlardı. Hiç birini umursamadan yürümeye devam etmeye karar vermiştim.

"Hey, günaydın Nancy."

Başımla selam verip cevap vermekten ve gereksiz muhabbetten kaçarak ikinci kastaki çocukları es geçmiştim ancak biri fazla ısrarcıydı.

"Neden bize katılmıyorsun?"

Önüme çıkıpta beni durdurmak zorunda bıraktığında sinirle ellerimi ceketimin cebine koyup ona yaklaştım.

- Neden katılacakmışım?

"Bilmem, bizim gibi Avcılar ilgini çekmiyor mu?"

Arkadaki gülüşmeleri aldırmadan bana sırıtarak bakan adama yaklaştım ve gülmeye devam ederken kafamı burnuna geçirdim. Burnunu tutup akan kanları engellemek için uğraşırken bana doğru attığı adımda kolunu yakalayıp geriye doğru çevirdim.

ZOMBİ ÇAĞI - DERİ & KEMİK  (1.Seri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin