Bölüm 27 /Avcılar

216 20 3
                                    


#3 GÜN ÖNCE#
     #Zoe#

  Kansas şehrinin Loose parkına geçici olarak kurmuş olduğumuz kampın etrafında Kevın ile kontrol amaçlı dolaşırken Alex'in sesi bizi bölmüştü.

Alex; Bir hareketlenme var! Kuzey yönünde!

Telsizi kapatan Kevın bana başıyla işaret ettiğinde peşinden o yönde ilerliyordum.

Kevın; Bekle!

Beni durdurduğunda etrafa bakarken bakışlarımız buluşunca gerilmiştim.

- Bir sorun mu var?

Hayır anlamında başını salladığında geriye attığı siyah saçlarından bir tutam alnına düşmüştü. Bir gözünü üstte ringde savaşırken kaybetmişti ve rengi gri duran gözünün aksine diğer Mavi gözü benimki kadar koyu olmasada tüm canlılığını koruyordu. Artık yara olarak kalmış yüzündeki çiziklerini maskesiyle kapadığında aynı şekilde bende kapamıştım. Ağaçlık alana yaklaşmış olduğumuzu ortada konuşan beş kişiden ikna olmuştum bile. Kamp alanımıza yakınlardı ki; bu durumda bizim olduğumuz yerde bulunamazlardı. Bu dünyada insanların birbirleriyle karşılaşmaları kadar korkunç bir şey yok! Ya ölürsün yada öldürür. Konuşan iki sersemden birinin tanıdık sesi ona bakmamı sağlamıştı. Görüşüm netleştiğinde o kişi ortada tüm canlılığı ile duruyordu ve bu uzun sürmeyecekti. Eğer bizim çocuklarla çatışırsa sonu hiç iyi olmazdı, Kevın bana başıyla onay verdiğinde bir anda diğerinin üzerine atladı. Alex, ona doğru giderken buna mani olmak adına ben karşısına çıkmıştım. O güzelim yüzüne yumruk atmak acı verici olsada başka seçeneğim yoktu. Burada ne işi vardı ki! Yüzüne tekrar indirdiğim yumrukla yere yığıldığında yakasından tutup onu kendime çektim. Yüzümü olabildiğince saklamaya çalışıyordum, umarım beni tanımazdı.

-Koş , beni it koş!

Söylediklerimi geç anlasada sonunda bana vurup kaçmaya başlamıştı. Düştüğüm yerden olabildiğince sinirli bir şekilde kalkmaya çalışarak yerde yatanlara bakıp sonunun öyle olmadığı için mutluydum.

Alex; Ne oldu?

- Kaçtı!

Kevın; Ne demek kaçtı! Yakalayın onu!

Diğerleri gittiği yönde kovalarlarken yakalanmamasını umuyordum! Ortalarda yoktu iyi saklanmıştı. Rahatlama hissimi kendime saklayarak konuşan Alex'e döndüm!

Alex; İzler burada bitiyor!

Bob; Buradan atlayacak değil herhalde.

Martin; Bir aptal buradan atlar.

Aralarındaki konuşmayı  Kevın'ın sesi bölünce ona baktım.

Kevın; Nasıl elinden kaçırırsın?

- Neyi ima ediyorsun?

Kevın; Elinden kimse kurtulamaz, kaçabilmesine şaşırdım sadece.

- Kaçtı işte eminim kuyruğunu sıkıştırıp bir deliğine girmiştir.

Kevın;Sen nasıl dersen.

- Dönelim hadi!

Kevın; Yerleşkeye yakınız, gidelim derim.

-Bugün değil Kevın. Kaçmıyor ya yarın devam ederiz!

Herbiri ilerlerken son bir kez etrafa bakındığımda yamacın sonundaki bıçak dikkatimi çekmişti. Kimse farketmemiş olmalı, buradan ya düştü ya da kendi kaydı ancak bıçağını düşürmüştü. Gülümseyerek ilerleyen tayfaya yetiştim. Onu elbette ele vermezdim, Kansas'ta ne işi vardı. Başının belada olması düşüncesi bile beni germişti. Kamp alanına geldiğimizde yüzümdeki maskeyi çıkarıp soluklanıyordum ki Alex beni böldü.

ZOMBİ ÇAĞI - DERİ & KEMİK  (1.Seri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin