Lütfen yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın...
"Onu" derken geceliğimin düğmelerini ilikliyordum maaşallah 3 tanesi birden açılmış da." Dediğinde kaşlarımı kaldırdım ve gözlerimi göğüslerine indirdim. "Aaah beh" iç çektim. Tamamen bilinçsizce oldu. Lanet olsun. Kesin sert bir tokat yiyeceğim.
Yanlış anlaşılmak; o kadar yorucu bir meseledir ki insanı inandırmak için canın çıkana kadar ya kanıt ararsın ya da koray gibi 3 saat boyunca yanlış anlayan kişiye yani akide ye dil döküp özür dilersin. Bu sefer koray'ın işi çok zor. Hemde çok.
"Koray ben yoruldum sen yorulmadın. Bir dur artık tuvalete bile peşimden gelme lütfen. Bari orada peşimden gelip konuşma. Bari orada rahat bırak beni. Bir sal artık." Deyip kendimi tuvalete kilitledim. Nefes aldım be. Bir nevi tabi.
"Akidem, güzelim özür dilerim. Tamam gerizekalının tekiyim ben. Bak şu halime bir de mafya babalarının başı oluyorum. Rezil olacağım amk." Söylendiğinde sesli bir kahkaha attım. Bunu duymuş olacak ki daha da sesli söylenmeye başladı.
"Affettin mi güzelim?" Dediğinde sesli bir nefes verdim.
"Koray sen oturma odasına git ben geleceğim." Dedim ve elimi yüzümü yıkadım. Kapının kulpunu indirip çıktığımda koray la çarpıştım.
"Ahh koray ben sana oturma odasına git demedim mi ya?" Deyip kafamı kaldırdığımda çarptığım kişi koray değildi.
Bu kim amk?
"Sen kimsin ya koraaaaay!" Diye bağırmamla eliyle ağzıma eterli mendili basması bir oldu.
Koray'ın ağzından;
"Sen kimsin ya koraaay!" Yukarıdan sesler geliyordu. Duyduğum an yerimden sıçrayıp yukarıya çıkmaya başladım. Yerde kan izleri vardı. Siktir. Ne olmuş burada böyle?
"Akidem ses ver neredesin?" Ses gelmeyince odaları teker teker gezmek yerine kan izlerini takip ettim. Bizim oda mı? Yatak odamızda olmalı. Bebekler. Off ya. Çekmeceden silahı aldım ve odaya bodoslama girdim.
"Akidem? Deniz? Kumsal?" Deniz ve kumsal baygın olan Akide nin kucağındalardı ve odanın köşesinde olan koltuktalardı. Yanlarında biri yoktu. Kan izleri kimden gelmişti ki?
Hala yere damlıyordu ve tavanda ölü bir tavşan vardı yine. Lanet olsun akide'nin yanına gittim ve uyandırıp kucağından bebeklerimizi alıp yataklarına yatırdım sonra da tavşanın ölüsünü poşete koyup dışarıdaki çöp konteyner ine attım. Bu sefer üstünde kağıt yoktu ama tavşanın kanıyla hayvanın karnına 4 haneli sayı ve 2 harf yazılmıştı.
"8253cd bu ne demek oluyor ki?" Diye sorduğunda akide koltukta oturmuş beni bekliyordu.
"Hatırlayamıyorum ama çok tanıdık bir sayı bu." Dedim ve yanına oturdum. Sırtını bana doğru çevirdim ve başına masaj yapmaya başladım. 8253cd çok tanıdık geliyor.
😱😱😲😖
"Hatırladııım." Diye bağırmamla deniz ve kumsal ağlamaya başladı.
"Koray senin ses düzeyine ben..." deyip yukarı çıktı.
5 dakika sonra deniz ve kumsalla aşağı indi ve kumsalı bana verdi. Uyuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMCÜL ESPRİ
ActionBir kız bir olayın üstüne aşırı giderse ne olur? Cevap; kız devamlı başına bela alır...